6WwG5RE. Türkiye'de Medreseler ve Din EğitimiRAPOR - 1626 Raporumuz, Türkiye'de medreseler ve din eğitimi veren okulları ana hatlarıyla ele alıp değerlendirmektedir. İslâm medeniyet ve ilim havzasında sistematik olarak teşekkül eden ilk eğitim kurumları olan medreselerin günümüzdeki sivil uzantıları ile Cumhuriyet Türkiye'sinde kurulan ve sayıları gün geçtikçe artan İmam-Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültelerinin, dinî eğitim/din adamı yetiştirme noktasında hangi ölçülerde yeterli oldukları kamuoyunda tartışılan bir husustur. Genelde İslâm dünyasının özelde ise Türkiye'nin eğitim sorunlarına yönelik medeniyet kodlarımızdan hareketle çözümler üretmek gerekmektedir. Bu bağlamda özellikle İslâmî eğitim hususunda medrese ve din eğitimi veren okulların tarihsel alandan hareketle değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Raporumuz, yasal engellemelere ve her tür badireye rağmen varlığını sürdürmeyi başaran medreseler ile özellikle son yıllarda yoğun bir şekilde rağbet gören İmam-Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültelerinin tarihsel serüvenlerini ve mevcut sorunlarını irdelemektedir. Yorumlar Yükleniyor.. Kategoriye ait diğer yazılar
Türkiyenin en güzel en eski tarihi eserleri yapıları Turistlik yerleri nerede hangi ilimizde bulundukları hakkında kısa bilgiler. Sayfanın Konusu;ülkemizin turistik değerleri, türkiyenin tarihi güzellikleri ile ilgili yazı, türkiyedeki tarihi ve turistik yerler, türkiyenın tarihi turis, türkiye nin önemli turistlik yerleriyle ilgili bilgi, ülkemizin tarihi ve turistik güzellikleri, turistik yerler türkiye, türkiyenin tarihi ve turistik yerleri, tarihi ve turistik yerler hakkında yazı, turkiyenin güzel yerleri ve anlamları, türkiye tarihi ve turistik yerleri, türkiyenin turistik yerleri, türkiyenin tarihi güzellikleri, türkiyenin tarihi ve türistlik yerleri, türkiyenin turistlik yereri, türkiyedeki turizm merkezleri hakkında bilgi, türkiyede turizm yerleri, ülkemizin tarihi ve turistik yerleri hakkında bilgi, türkiye nin en önemli turistik yerleri ile ilgili bilgiler, türkiyenin en çok turist gelen yerleri, ülkemizin turistik yerleri, türkiyeyi turistlere tanıtan yazı, türkiyedeki turistik yerler, yurdumuzun tarihi eserleri hakkında bilgi, türkiyenin tarihi güzellikleri kısa bilg Türkiyenin en eski en güzel turistlik yerleri ve hakkında kısa bilgiler TÜRKİYENİN TARİHİ TURİSTLİK YERLERİ Apollonia Kılınçlar Nerede ve Hakkında kısa bilgi Apollonian Harabeleri, Kekova yolu üzerinde, Kaş’a 22 km uzaklıkta bulunan Kılıçlı Köyü’ndeki tepededir. Arabayla harabenin bulunduğu tepenin yakınında kadar gidilir ve buradan tepeye tırmanış başlar. İstanbul Arkeoloji Müzesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü, Sultanahmet Semti’ndeki Gülhane Parkı girişinin sağından Topkapı Sarayı Müzesi’ne çıkan Osman Hamdi Bey Yokuşu üzerindedir. İstanbul Arkeoloji Müzeleri; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere 3 müzeden oluşmaktadır. Efes Artemis Tapınağı Nerede ve Hakkında kısa bilgi İzmir Selçuk’ta, Efes Ephesos Antik Kenti’nin dünyanın 7 harikasından sayılan ünlü tapınağıdır. Astemision olarak da bilinir. Önce 560-550 yıllarında Lydia Kralı Kroisos tarafından İon düzeninde yaptırıldı. 356’da bir delinin yakması üzerine aynı büyüklükte ancak 3 m. yüksek olarak yeniden inşa edildi. x 115 m. boyutlarında mermer heykelleriyle de ünlü tapınak, Hellenistik Dönem tapınaklarının en büyüğüydü. 262’de Gotlar tarafından yıkıldıktan sonra onarılmadı. Bristish Museum adına 1869-1874’te J. T. Wood ve 1904-1905’te David G. Hogart’ın yaptığı kazılarda bulunan tapınak kalıntıları, İngiltere’ye götürüldü. Aspendos Belkıs Nerede ve Hakkında kısa bilgi Antalya’nın 48 km. doğusunda İlkçağ’da kurulmuş bir antik kenttir. En önemli yapısı tiyatrosudur. Bu tiyatro, sahnesiyle birlikte günümüze ulaşabilen Anadolu’daki Roma tiyatrolarının en sağlam örneğidir. seyirci kapasitelidir. İmparator Antonius Pius döneminde 138-164 Zenon adlı bir mimar tarafından yapılmıştır. Aynalı Kavak Kasrı Nerede ve Hakkında kısa bilgi 300 yıl boyunca Haliç Kıyılarını süsleyen ve günümüzde Aynalıkavak Kasrı adıyla tanınan yapı, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde “Ayanalıkavak Sarayı” ya da “Tersane Sarayı” olarak bilinen yapılar grubundan günümüze ulaşabilen tek örnektir. Edirne Bedesteni Nerede ve Hakkında kısa bilgi Çelebi Sultan Mehmet tarafından Eski Cami’ye Cami-i Atik gelir temini amacıyla yaptırılmıştır. Beylerbeyi Sarayı Nerede ve Hakkında kısa bilgi Bugünkü Beylerbeyi Sarayı, Sultan Abdülaziz tarafından II. Mahmud’un ahşap Sahil Sarayı yıktırılarak 1861-1865 yılları arasında, dönemin tanınmış mimarı Serkis Balyan’a yaptırılmıştır. Saray, genellikle yaz aylarında, özellikle de yabancı devlet başkalarının ağırlanmasında kullanılmıştır. Sırp Prensi, Karadağ Kralı, İran Şahı, Fransız İmparatoriçesi Eugenie bunlardan bazılarıdır. Sultan II. Abdülhamid de 1918 yılında, ömrünün son altı yılını geçirdiği bu sarayda ölmüştür. Valens V Bozdoğan Kemeri Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul Saraçhane’dedir. Yapımına I. Constantinus Dönemi’nde 306-337 başlanmış, 378’de İmparator Valens tarafından tamamlanmıştır. Alibeyköy’den gelen içme suyunu kente taşıyordu. İki sıra kemerden oluşmaktadır. Bir kilometre uzunlukta iken bugün 800 metrelik bir bölümü ayakta kalmıştır. Dolmabahçe Sarayı Nerede ve Hakkında kısa bilgi 17. yüzyıla kadar Boğaziçi’nin koylarından biri olan bu yörenin; Altın Post’u aramaya çıkan Argonotların efsanevi gemisi Argos’un demirlediği, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi sırasında Haliç’e indirmek üzere gemilerini karaya çıkardığı yer olduğu ileri sürülür. Beşiktaş Sahil Sarayı, Sultan Abdülmecid Dönemi’nde 1839-1861 ahşap ve kullanışsız olduğu gerekçesiyle, 1843 yılından başlayarak yıktırılmış ve aynı yerde günümüze dek gelen Dolmabahçe Sarayı’nın temelleri atılmıştır. Yapımı, çevre duvarlarıyla birlikte 1856 yılında bitirilen Dolmabahçe Sarayı, metrekareyi aşan bir alan üstüne kurulmuştur. Dönemin önde gelen Osmanlı mimarları Karabet ve Nikogos Balyan tarafından yapılan sarayın ana yapısı; Mabeyn-i Hümâyûn Selâmlık, Muayede Salonu Tören Salonu ve Harem-i Hümâyûn adlarını taşıyan üç bölümden oluşur. Mabeyn-i Hümâyûn; devletin yönetim işleri, Harem-i Hümâyûn; padişah ve ailesinin özel yaşamı, bu iki bölümün arasında yeralan Muayede Salonu’ysa; padişahın devlet ileri gelenleriyle bayramlaşması ve kimi önemli devlet törenleri için ayrılmıştır. 3. Ahmet Kütüphanesi Çeşmesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Topkapı Sarayı’nın üçüncü avlusunda 3. Ahmet Kütüphanesi’nin kapısı önündedir. 1719 yılında 3. Ahmet tarafından yaptırılmıştır. Afrodisias Nerede ve Hakkında kısa bilgi Aydın’ın Karacasu İlçesi yakınlarında bir antik kenttir. Tanrıça Afrodit adına kurulmuştur. Tunç Çağı’ndan Bizans Dönemi’ne değin 2800 – 220 büyük bir yerleşim merkeziydi. Arkeolojik kazılarda Afrodit tapınağı, odeon, stadium ve agorası, hamamları gün ışığına çıkarılmıştır. Afrodisias, İlkçağ’da önemli bir heykel yapım merkezi olarak tanınmıştır. Anadolu antik kentleri içinde Afrodisias’ın stadyumu iyi korunmuş stadyumlar arasındadır. Sultanahmet Meydan Çeşmesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul’da Topkapı Sarayı’nın birinci kapısı önündeki meydandadır. 3. Ahmet tarafından 1728-1729 yıllarında Kayserili Mehmet Ağa’ya yaptırılmıştır. Lale Devri’nin önemli yapıları arasındadır. 10 x 10 m. plan üzerine inşa edilmiştir. Her yüzünde birer çeşme, köşelerinde birer sebil bulunmaktadır. Mimarisi ve bezemeleriyle ünlüdür. Akdamar Kilisesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Van Gölü’ndeki Akdamar Adası’nda bulunan kilise, 915-921 yılları arasında yapıldı. Mimarı Keşiş Manuel’dir. Ermeni Kralı I. Gagik tarafından yaptırılmıştır. Dört kollu, haç biçiminde bir planı vardır. Taş işçiliği ve duvarlarındaki kabartma figürlerle Ermeni mimarlığının önemli yapıları arasındadır. Anavarza Nerede ve Hakkında kısa bilgi Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Caesarea ad Anabarsum olarak anılan yer, Adana İli Kozan İlçesi’nin 28 km. güneyindedir. Antik şehir duvarlarının hemen dışına kurulmuş küçük köyün ismi Dilekkaya’dır. Antik Gordion Yerleşimi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Frigya Krallığı’nın başkentidir. Ünlü Gordion Şehri’nin kalıntıları; Ankara-Eskişehir Karayolu’nun yakınında, Sakarya Sangarios ve Porsuk Nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı’nın 18 km. kuzeybatısındadır. Ankara’dan 90 km. Alman ve Amerikan kazıları süresince buradan çıkan ve çeşitli yayınlarda tanıtılan buluntular, bu yerleşimin tarihini Erken Bronz Çağı’na 3000 kadar götürür. Noel Baba Kilisesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Aziz Nicholaos öldüğünde yapılan kilise veya şapel, 529 yılındaki zelzelede yıkılınca, daha büyük belki de bazilika tipinde bir kilise yapılmıştır. Peschlow, büyük apsisin güney tarafında eşit apsisli iki küçük mekân ile bugünkü binanın kuzey yan nefinin büyük kısmının bu ilk yapıya ait olduğunu tahmin etmektedir. Bu kilise, 8. yüzyılda zelzele veya Arap akınlarıyla yıkılmış, daha sonra tekrar yenilenmiştir. 1034 yılında Arap Donanması’nın denizden yaptığı akınlarla harap olmuştur. 10 yıl harap durumda kalan kilisenin, 1042’de Bizans İmparatoru IX. Konstantin Monomakhos ve eşi Zöe tarafından tamir ettirildiği kitabesinden anlaşılmaktadır. 12. yüzyılda binaya bazı ekler yapılmış, kilise tekrar onarılmıştır. Selçuk-Efes Nerede ve Hakkında kısa bilgi İzmir İli Selçuk İlçesi sınırları içindeki Antik Efes Kenti’nin ilk kuruluşu 6000 yıllarına, Neolitik Dönem olarak adlandırılan Cilalı Taş Devri’ne kadar inmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve kazılarda, Efes çevresindeki höyükler tarih öncesi tepe yerleşimleri ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Tunç Çağı’na ve Hittitler’e ait yerleşimler saptanmıştır. Ankara Etnoğrafya Müzesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Etnografya, Ankara’nın Namazgâh adı ile anılan semtinde, Müslüman mezarlığı olan tepede kurulmuştur. Anılan tepe, Vakıflar Genel Müdürlüğünce 15 Kasım 1925 tarihli Bakanlar Kurulu kararı gereğince, Milli Eğitim Bakanlığı’na müze yapılmak üzere bağışlanmıştır. “Burası sonsuzluğa ulaşan Atatürk’ün e kadar yattığı yerdir.” Florya Atatürk Deniz Köşkü Nerede ve Hakkında kısa bilgi Marmara Denizi kıyısında, Yeşilköy ile Küçükçekmece arasında bir yerleşim bölgesi olan Florya’nın 19. yüzyılda sönük bir avcı uğrağı konumunda olduğu bilinmektedir. Atatürk’ün buraya olan ilgisiyle önem kazanan Florya, giderek yazlık bir dinlenme merkezine dönüşmüştür. Atatürk için İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında mimar Seyfi Arkan’a projelendirilen köşk, yazlık bir konut olarak yapılmış ve aynı yıl 14 Ağustos tarihinde kullanıma açılmıştır. Galata Mevlevihanesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul Galata Kulekapısı Mevlevihanesi, 1491’de İskender Paşa tarafından yaptırıldı. Gök Medrese Nerede ve Hakkında kısa bilgi Sivas’tadır. Sahip Ata tarafından 1271 yılında Mimar Kaluyan’a yaptırılmıştır. Çifte minareli taçkapısı, taş süslemeleriyle yapının en görkemli bölümüdür. 12 tür hayvan başı, yıldız ve hayat ağacı motifleri dikkati çeker. Taçkapıdan dört eyvanlı, havuzlu avluya girilir. Avlunun yanlarında, arkada medrese odalarının yeraldığı revaklar vardır. Hacıbektaş Dergahı Nerede ve Hakkında kısa bilgi Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi’ndedir. Hacı Bektaş Veli adına bir külliye olarak inşa edilmiştir. Selçuklular Dönemi’nde ilk bölümleri yapılan dergah, Osmanlılar Dönemi’nde ekler ve onarımlarla bugünkü durumunu almıştır. I. avlu, II. Avlu, mescid, 3. Avlu, Huzuz-u Pir ve türbe, Balım Sultan türbesi dergahın başlıca bölümleridir. Bektaşilikle ilgili eserlerin bulunduğu bir müze haline getirilerek 1964’te hizmete açılmıştır. Bodrum – Halikarnas Masoleumu Nerede ve Hakkında kısa bilgi Pers Valisi Maussolos’un Bodrum – Halikarnassos’taki mezarı, dünyanın yedi harikası arasındadır. Maussolos, 352’de ölünce, karısı Artemisia tarafından yapımına başlanmıştır. Mimarlar Pytheos ve Satyrus’tur. Skopas, Timotheos, Bryaris ve Leochares adlı ünlü heykeltraşlar birer cephesini çalışmışlardır. 60 x 80 m. boyutlarında ve 46 m. yüksekliğinde olduğu belirlenmiştir. 9 x 11 sütunludur. Bazı parçaları Bodrum Kalesi’nin yapımında kullanılmıştır. Mausoleum’a ait parçalar 19. yüzyılın ortalarında Londra British Museum’a götürülmüştür. Hattusaş Boğazköy Örenyeri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Çorum İli’nin 82 km. güneybatısında yeralmakta olup Ankara’ya uzaklığı ise 208 km’dir. Hitit Devleti’nin eski çekirdek bölgesinin merkezinde bulunan Boğazköy Hattuşaş Örenyeri, Budaközü Çayı vadisinin güney ucunda, ovadan 300 m. yükseklikteki sayısız kaya kütleleri ve dağ yamaçlarının bölünmesiyle çevrili olarak kuzey ve batıda derin yamaçlarla sınırlandırılmıştır. Şehir kuzeye doğru açık olup kuzey kısmı dışında diğer kısımları surla çevrilidir. Hoşap Kalesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Van-Başkale Karayolu üzerinde, Van’a 60 km. mesafedeki Güzelsu Bucağı’ndadır. 16. yüzyılda Mahmudi Aşireti Beyi Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır. İçinde iki cami, üç hamam, çeşmeler ve zindanlar bulunmaktadır. İskender Lahdi Osman Hamdi Bey tarafından, 1887 yılında Sayda’da yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. İki uzun cephesinde Makedonya Kralı Büyük İskender’in, Perslerle yaptığı savaşlara ilişkin rölyefler bulunduğu için “İskender Lahdi” adıyla tanımlanmıştır. Yüksekliği m., uzunluğu m. ve genişliği m.’dir. Üçgen alınlıklı, çatı kapaklıdır. Türkiye’nin Tarihi ve Turistik Yerleri – Türkiye’nin Turistik Yerleri Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Türk ve İslâm sanatı eserlerini topluca kapsayan ilk Türk müzesidir. 19. yüzyılın sonunda başlayan kuruluş çalışmaları, 1913 yılında tamamlanmış ve müze, Mimar Sinan’ın en önemli yapılarından bir olan Süleymaniye Camii külliyesi içinde yeralan imaret binasında 1914’de “Evkaf-ı İslâmiye Müzesi” İslâm Vakıfları Müzesi adı ile ziyarete açılmıştır. Cumhuriyet’in ilanından sonra ise “Türk ve İslâm Eserleri Müzesi” adını almıştır. Kapalıçarşı Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul Kapalıçarşısı, Fatih tarafından kurulmuş, Kanuni Dönemi’nde 1520-1566 büyütülmüş, 1701 yılında bugünkü planıyla inşa edilmiştir. Karatay Medresesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Konya’da 1251 yılında Selçuklu veziri Karatay tarafından bu Selçuklu medresesinin duvarlarında ve kubbe içindeki çini mozaik dekorasyon gözalıcı güzelliktedir. Çini Eserler Müzesi olarak kullanılmaktadır. Küçüksu Kasrı Nerede ve Hakkında kısa bilgi Küçüksu Kasrı’nın bulunduğu Boğaziçi’nin bu şirin yöresinde, yerleşim tarihi Bizans Dönemi’ne dek inmektedir. Osmanlılar Dönemi’nde de ilgi çeken ve “Kandil Bahçesi” adıyla, padişahın has bahçelerinden biri olarak kullanılan Küçüksu ve çevresini IV. Murad’ın 1623-1640 çok sevdiği ve buraya “Gümüş Selvi” adını verdiği bilinmektedir. Kültepe Örenyeri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Kayseri-Sivas Karayolu’nun 20. km.’sinde yolun 2 km. kuzeyindedir. Yüksekliği 22 m. çapı 50 metreyi bulan bir höyük tepe ile onun etrafını çeviren “Karum” adı verilen aşağı şehirden ibarettir. 1948 yılından beri Prof. Dr. Tahsin Özgüç başkanlığındaki heyet tarafından sistemli olarak kazılmaktadır. Kazılarda, höyükteki en eski yerleşimin Geç Katolik Çağ olduğu, onu Eski Tunç Hitit, Frig, Helenistik-Roma Çağlarının takip ettiği tesbit edilmiştir. Kutsal Emanetler Nerede ve Hakkında kısa bilgi Hz. Muhammed’e dostlarına ve bazı peygamberlere ait eşyalardır. Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Mısır’ı fethinden sonra İstanbul’a getirilmiş, bir bölümü de İslam Ülkelerinden derlenmiştir. Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet Dairesi’nde korunmakta ve sergilenmektedir. Malabadi Köprüsü Nerede ve Hakkında kısa bilgi Diyarbakır-Silvan yakınlarında ve Batman Çayı üzerindedir. Artuklular Dönemi’nde 1147 yılında Timurtaş bin İlgazi bin Artuk tarafından yaptırılmıştır. 7 m. eninde ve 150 m. uzunluğunda bir köprüdür. Yüksekliği, su seviyesinden kilit taşına değin 19 m.’dir. Renkli taşlarla inşa edilmiş, onarımlarla günümüze kadar ulaşmıştır. Lidya Karun Hazineleri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Uşak İli Güre yakınlarındaki Toptepe tümülüsünü 1965, İkiztepe tümülüsünü 1966 ve Aktepe I tümülüsünü 1968 yılında gizlice kazan eski eser kaçakçılarının 1970 yılında ABD’deki Metropolitan Sanat Müzesi’ne sattıkları eserlerdir. Bu eserler, 6. yüzyıl Lidya sanatının en güzel örnekleridir. Kültür Bakanlığı’nca verilen uzun bir hukuk savaşından sonra 1993 yılında Türkiye’ye geri gönderilmiştir. Meryem Ana Kilisesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Gymnsasium Limanı’nın kuzeyine bakan bina, bir kiliseye dönüştürülmüştü ve 313 yılında Hıristiyanlığı resmi bir dine dönüştüren İmparator Konstantin, Meryem Ana’nın anısına, kiliseye onun ismini verdi. İlk bazilikanın uzunluğu 260 m. idi ve kiliseye dönüştürülmüştü. Önceleri bu bina Deigma adıyla anılan bir çeşit bankaydı. 431 yılında 200 piskopostan oluşan 111 genel kurul ilk defa bu binada toplandı ve Hıristiyanlığın doğuşuyla ilgili bir bildiri ilan ettiler. Onlara göre Meryem Ana, Tanrı’nın anasıydı. Papa 6. Paul, önünde dua etmiştir. Mevlana Türbesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Konya’nın Mevlevi Dergahı içindedir. İlk türbe, Tebrizli Bedreddin tarafından 1274 yılında yapılmıştır. Eklemeler ve onarımlarla günümüze ulaşmıştır. Dört fil ayağı üzerine oturan türbe, 25 m. yüksekliğindedir. Gövde ve külah, turkuaz renkli çinilerle kaplıdır. Bu yüzden konik kubbeye “Kubbe-i Hadra Yeşil Kubbe” denilmiştir. Türbenin içinde Mevlana’nın babasına, Mevlana’ya, eşi ve çocuklarına, akrabalarına ve postnişinlere ait 65 sanduka bulunmaktadır. Türbenin kalemişleri de çok değerlidir. Konya Mevlevi Dergahı Nerede ve Hakkında kısa bilgi Selçuklular Dönemi’nde 1274 yılından itibaren ilk bölümleri inşa edilen, Beylikler ve Osmanlı Dönemlerinde yapılan onarım ve eklerle bugünkü şeklini alan dergah; şadırvanlı avlu, tilavet odası, türbe, semahane, mescid, derviş odaları, matbah mutfak, çelebi dairesi ve meydan-ı şerif bölümlerinden oluşmaktadır. Avluda Sinan Paşa, Fatma Hatun, Hürrem Paşa, Hasan Paşa, Mehmet Bey Türbeleri bulunmaktadır. 1927 yılında müze haline getirilmiştir. Mihrişan Sultan Meydan Çeşmesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul’da Küçüksu’dadır. II. Mahmut tarafından 1806 yılında yaptırılmıştır. Milet 2000’in ortalarında önemli bir Miken kolonisi olan kent, oldukça gelişmiş bir kültür ve ticaret merkeziydi. Bu özelliği ile Roma Çağı’nda da önemini sürdüren Milet, Bizanslılar zamanında, Latmos Körfezi’nin dolması ile ticari önemini yitirmiştir. 13. yüzyılda Menteşe Beyliği tarafından Türk Balat’ı haline getirilen Milet, Menteşeoğulları’nın başkenti olarak parlak bir dönem yaşamıştır. Söke-Milet yolunda ilerlerken göze ilk çarpan yerler tiyatroyla Bizans Kalesi’dir. Tiyatro gezildikten sonra önündeki Kervansaray, Faustina Hamamı, İlyas Bey Camii, Serapis Mabedi, Bouleuterion, Kutsal Yol, İonik Stoa, Kuzey Agora, Delphinion, Hanikah, Liman Anıtı, St. Michael Kilisesi Hereon gibi başlıca yapıtlar görülmeye değerdir. Mısır Çarşısı Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul’da Eminönü’ndedir. IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından Yeni Cami’ye vakıf olarak yaptırılmıştır. Yapımına Mimar Kasım Ağa başlamış, 1660 yılında Mimar Mustafa Ağa tarafından tamamlanmıştır. 6 kapısı ve 86 dükkanı bulunmaktadır. Son şeklini 1943 restorasyonunda almıştır. Myus Nerede ve Hakkında kısa bilgi Bafa Gölü Kıyısı’nda, Miletos’un 15 km. doğusunda, Avşar Köyü yakınlarında bulunmaktadır. Strabon, Myus’un Atina Kralı Kodros’un oğlu Kydrelos tarafından kurulduğunu bildirmektedir. Yine Strabon’un anlattığına göre Panionion Birliği’ne dahil kentlerden birisidir. Herodotos, 499’da Pers Donanması’nın Myus Kenti açıklarına demirlediğini bildirmektedir. Ancak Herodotos, Myus’un 494’teki Lade Deniz Savaşı’na sadece üç gemi ile katıldığını bildirmektedir. Yapılan kazılarda, antik kaynaklarda adı geçen ve beyaz mermerden yapıldığı bilinen Dionysos Tapınağı ortaya çıkarılmıştır. Kent üzerinde bugün, Dionysos Tapınağı’na ait parçalar, Arkaik Dönem’e ait sur duvarları ve Bizans Kalesi kalıntıları görülmektedir. Nevşehir Müzesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Nevşehir’de müze kurulması, 1967’de gerçekleşmiştir. Müzenin kurulması ile yıllar önce ihmal edilen örenyerlerinin çevre düzeni, kiliselerin restorasyon ve konservasyonu ile yeraltı şehirlerinin temizlenmesi ve ışıklandırılması gündeme gelmiştir. Göreme Açık Hava Müzesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Nevşehir’e 13 km. uzaklıkta ve Göreme Kasabası’nın 2 km. doğusunda yeralan bir kaya yerleşim yeridir. Rahibeler ve Rahipler Manastırı, müze girişinin solunda yeralan 6-7 katlı kaya kütlesi “Rahibeler Manastırı” olarak bilinir. Aziz Basil Şapeli Nerede ve Hakkında kısa bilgi Göreme Açık Hava Müzesi’nin girişindedir. Elmalı Kilise Nerede ve Hakkında kısa bilgi Dokuz kubbeli, dört sütunlu, kapalı Yunan haçı planlı, üç apsislidir. Asıl girişi güney yönünden olan kiliseye, kuzeyden açılan bir tünel vasıtasıyla girilebilmektedir. Azize Barbara Şapeli Nerede ve Hakkında kısa bilgi Elmalı Kilise’nin bulunduğu kaya blokunun arkasındadır. Yılanlı Aziz Onuphrius Kilisesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Girişi kuzeydendir. Ana mekân, enlemesine dikdörtgen planlı, beşik tonozlu, güneyde mezarların bulunduğu ek mekân ise düz tavanlıdır. Apsisi sol uzun duvara oyulmuş, kilise tamamlanmadan bırakılmıştır. Karanlık Kilise Nerede ve Hakkında kısa bilgi Kuzeydeki kavisli bir merdivenden, kilisenin dikdörtgen, beşik tonozlu narteksine çıkılır. Narteksin güneyinde bir mezar bulunmaktadır. Kilise, haç planlı, haç kolları çapraz tonozlu merkezi kubbeli, dört sütunlu, üç apsislidir. Azize Catherine Şapeli Nerede ve Hakkında kısa bilgi Karanlık Kilise ile Çarıklı Kilise arasında yeralan Azize Catherine Şapeli’nde, hem narteks, hem de naos serbest haç planlı, merkezi kubbelidir; haç kolları beşik tonozlu ve apsis templonludur. Narteks zemininde dokuz mezar, duvarlarında ise iki nişli mezar yeralmaktadır. Çarıklı Kilise Nerede ve Hakkında kısa bilgi İki sütunlu diğer sütunlar duvar köşelerinde paye şeklindedir, çapraz tonozlu, üç apsisli ve dört kubbelidir. Sahnelerde İsa’nın hayatını konu alan siklus, İbrahim Peygember’in misafirperverliğini gösteren Tevrat sahnesi, aziz ve bani tasvirleri iyi muhafaza edilmiştir. Elmalı ve Karanlık Kilise’ye benzemekle beraber, İsa’nın çarmıha gerilişi ve çarmıhtan alınış sahneleri kilisenin farklı özelliğidir. Figürler genelde büyük ve uzundur. Tokalı Kilise Nerede ve Hakkında kısa bilgi Bölgenin bilinen en eski kaya kilisesi olup 4 mekândan oluşur Tek Nefli Eski Kilise, Yeni Kilise, Eski Kilise’nin altındaki Kilise, Yeni Kilise’nin kuzeyindeki Yan Şapel. Çavuşin Kilisesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Göreme-Avanos Yolu kenarında, Göreme’ye km. uzaklıktadır. Tek nefli, beşik tonozlu, 3 apsisli olup narteksi yıkılmıştır. Açıksaray Harabeleri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Gülşehir’e 3 km. uzaklıktadır. Tüf kayalar içinde oyulmuş sayısız mekânlar ve kiliseleriyle önemli bir örenyeridir. tarihlenmektedir. Bu yörede bulunan mantar şeklindeki peribacası, Kappadokya’da sadece bu örenyerinde görülmektedir. Kaymaklı Yeraltı Şehri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Nevşehir İli, Kaymaklı Kasabası’ndadır. Nevşehir’e 20 km. mesafededir. 8 katlı olup, ilk katı Hititler Dönemi’nde yapılmıştır. Roma ve Bizans Dönemlerinde de diğer alanların oyularak genişletilmesi suretiyle yeraltı şehri haline dönüştürülmüştür. Bugün 4 katı ışıklandırılmış ve ziyarete açılmıştır. Türkiye’nin Turistik Yerleri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Derinkuyu Yeraltı Şehri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Nevşehir-Niğde Karayolu üzerinde ve Nevşehir’e 30 km. uzaklıkta bulunan Derinkuyu İlçesi’ndedir. Kaymaklı yeraltı şehrinde olduğu gibi burada da büyük bir topluluğu içinde barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlar vardır. Bu yeraltı şehri, 8 kattır. Kaymaklı Yeraltı Şehri’nden farklı olarak burada misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu ve ziyaretçilerin ilgisini çeken kuyu mevcuttur. Yeraltı şehirleri sadece Kappadokya Bölgesi’nin jeolojik oluşumlarına özgü yapılar olup diğer bölgelerde bu tür örneklere rastlanmamaktadır. Mazı Yeraltı Şehirleri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Antik adı “Mataza” olan Mazı Köyü, Ürgüp’ün 18 km. güneyinde, Kaymaklı Yeraltı Şehri’nin ise 10 km. doğusundadır. Özlüce Yeraltı Şehri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Eski adı “Zile” olan Özlüce Köyü merkezindeki yeraltı şehri, Nevşehir- Derinkuyu Karayolu üzerindeki Kaymaklı Kasabası’nın 6 km. batısındadır. Girişte bazalttan yapılmış, birbirine geçmeli iki kemerli mekân bulunmaktadır. Daha sonra yine moloz taşlarla örülü 15 m. uzunluğunda bir geçit vasıtasıyla asıl tüf kayaya ulaşılmaktadır. Yeraltı şehrine girişi sağlayan taştan yapılmış mekânlar, asıl yeraltı şehrini oluşturan kaya oyma mekânlara nazaran daha yenidir. Bu koridorun bitiminde m. çapında sert granit taştan yapılmış sürgü taşı bulunmaktadır. Girişteki ana mekân, yeraltı yerleşiminin en geniş alanı olup iki bölümden ibarettir. Büyük mekânın sağında erzak depoları, solunda ise oturma odaları bulunmaktadır. Oldukça uzun olan galerilerin kenarlarında hücre tipi odalar, tabanlarda ise tuzaklar yeralır. Özlüce yeraltı şehrinin elektrik tesisatı ile çevre düzenin yapılması halinde turizme açılabilecek durumdadır. Tatlarin Kilisesi ve Yeraltı Şehri Nerede ve Hakkında kısa bilgi Nevşehir İli, Acıgöl İlçesi’ne 10 km. uzaklıktadır. Tatlarin Kasabası’nın “Kale” olarak adlandırıldığı tepesinin yamacında yeralır. İki nefli, iki apsisli, beşik tonozlu olan kilisenin narteksi yıkılmıştır. Oldukça iyi korunmuş olan fresklerdeki sahneler bantlarla birbirinden ayrılmıştır. Zeminde koyu gri, tasvirlerde ise mor, hardal ve kırmızı renkler kullanılmıştır. Olympos Çıralı, Yanartaş, Deliktaş Nerede ve Hakkında kısa bilgi Antalya-Finike Yolu’ndan Olympos’a gitmek için Ulupınar’dan harabe levhasının olduğu yola sapmak gerekir. Dar, fakat nefis güzellikteki yol, bizi Olympos’un sahiline kadar indirir. Harabeye ulaşmak için çayı geçip geniş kumsalda biraz yürüdükten sonra Olympos’un içinden geçen çay kenarına ulaşılır. Çay’ın yanından giden patika yol, bizi harabenin içine götürecektir. Osmaniye-Karatepe-Aslantaş Geç Hitit Kalesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Karatepe-Aslantaş; Adana bugün Osmaniye İli, Kadirli İlçesi sınırlarında 8. yüzyılda, yani Geç Hitit Çağı’nda, kendisini Adana Ovası hükümdarı olarak tanıtan Asativatas tarafından, kuzeydeki vahşi kavimlere karşı bir sınır kalesi olarak kurulmuş, Asativadaya diye adlandırılmıştır. Patara Gelemiş, Ovagelmiş, Kelemiş Nerede ve Hakkında kısa bilgi Patara Antik Kenti, Fethiye-Kalkan arasındaki bereketli Xanthos Vadisi’nin güneybatı ucunda yeralır. Anayoldan Gelemiş yoluna sapıldığında 5 yol, bizi Patara Harabeleri’ne götürür. Son yapılan kazılarda 7. yüzyıla ait seramiklerin ve paraların bulunması, Patara’nın tarihini daha eskilere götürmemize sebep olmaktadır. Perge Tiyatrosu Nerede ve Hakkında kısa bilgi Perge Tiyatrosu kazıları, 1985-1993 yılları arasında Türk bilim heyetleri tarafından gerçekleştirildi. Kazılar sırasında, şu anda tiyatro içerisinde orijinal yerinde duran Dionysos frizinden başka, Kentauromakhia ve Gigantomakhia frizlerine ait parçaların yanısıra, ilginç bir biçimde bezemelerinin bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı ise yarım kalmış çok sayıda mimari eleman bulunmuştur. Priene Nerede ve Hakkında kısa bilgi Söke İlçe Merkezi’ne 15 km. uzaklıktaki Güllübahçe Kasabası yakınındadır. Miletoslu ünlü mimar Hippodamos’un planına göre kurulmuş olan şehir Helenistik karakterdedir. Günümüze diğer kentlerden daha sağlam olarak ulaşmış olan Priene önce Pergamon Krallığı’nın, daha sonra ise Roma ve Bizans’ın egemenliğine geçmiştir. Rumelihisarı Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasındadır. Bizans’a kuzeyden yardım gelmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından 1452 yılında yaptırılan bir kaledir. 1000 usta ve 2000 işçinin çalışmasıyla 4 ayda yapılmıştır. Üç büyük kulenin yapımını Çandarlı Kara ****** Saruca ve Zaganos Paşalar üstlendiklerinden, kuleler bu adlarla anılır. Beş kapısı bulunan kale, m²lik bir alanı kaplamaktadır. Sumela Manastırı Nerede ve Hakkında kısa bilgi Trabzon’un Maçka İlçesi’nin 17 km. güneyindedir. Meryem Ana Manastırı olarak da bilinir. Ortodoks Kilisesi’nin Anadolu’daki en önemli kutsal yerlerindendir. Rivayete göre, 385 yılında Atina’dan gelen iki keşiş tarafından kurulmuştur. 14. yüzyıl ortalannda, keşiş hücreleri eklenerek, bugünkü durumunu almıştır. Yöre 1461’de Osmanlıların eline geçince de manastır hizmetlerini sürdürmüştür. 1972’ten itibaren koruma altına alınarak turistlerin ziyaretine açılmıştır. Telmessos Fethiye Nerede ve Hakkında kısa bilgi Fethiye, Mendos Dağı’nın eteklerinde, adını verdiği körfezin kenarına, eski Telmessos’un üzerine kurulmuştur. Bu nedenle harabeler, bugün bu şirin ilçenin altında kalmıştır. Topkapı Sarayı Müzesi Nerede ve Hakkında kısa bilgi Osmanlı İmparatorluğu’nun, başkent İstanbul’da yönetim sarayı ve hanedanlık ikametgâhı olarak kullanılan Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden kısa bir süre sonra 1473 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı Hanedanı, Topkapı Sarayı’nı 19. yüzyılda Boğaziçi saraylarına yerleşene kadar kullanmıştır. Saray, Cumhuriyet’in ilanından sonra 3 Nisan 1924’te Atatürk’ün emriyle müze haline getirilmiştir. Tripolis Nerede ve Hakkında kısa bilgi Denizli İl Merkezi’nin 40 km. kuzeyindedir. Buldan İlçesi Yenicekent Kasabası’nın doğusunda, Büyük Menderes Nehri ile kasaba arasındaki yamaçlar üzerinde kurulmuştur. Batıya açılan Büyük Menderes Ovası ile hem Ege Kıyılarına hem de İç Anadolu ve Akdeniz’e bağlanmaktadır. Yerebatan Sarayı Sarnıcı Nerede ve Hakkında kısa bilgi İstanbul, Sultanahmet Meydanı’ndadır. 4. yüzyılda, Bizans İmparatoru I. Constantinus tarafından yaptırılmış, Justinianus Dönemi’nde 6. yüzyılda onarılıp genişletilmiştir. Suları, Cebeciköy kemeriyle Belgrat Ormanları’ndan getiriliyordu. Uzunluğu 141, genişliği 73 m.’dir. İçinde 12 sıra halinde 5’er m. aralıkla 8 m. yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Yeşil Türbe Nerede ve Hakkında kısa bilgi Bursa’da I. Mehmet’in yaptırdığı külliyenin içindedir. 1421 yılında Mimar Hacı İvaz Paşa tarafından yapılmıştır. Sekizgen planlı yapının dışı, turkuaz renkli çinilerle kaplanmıştır. Türbenin içinde I. Mehmet’le ailesine ait 9 sanduka mezar bulunmaktadır. I. Mehmet’in sandukası, türbe iç duvarları ve mihrap, dönemin renkli sır tekniğinde en güzel çinileriyle Mehmet Mecnun adlı sanatçının eseridir. Yıldız Sarayı Nerede ve Hakkında kısa bilgi Beşiktaş, Ortaköy ve Balmumcu arasında, Boğaziçi’ne egemen bir konumda, m2’lik bir alanı kaplayan Yıldız, yerleşim tarihi Bizans Dönemi’ne dek inen bir koruluktur. İstanbul’un Türklerin eline geçmesinden sonra “Kazancıoğlu Bahçesi” adıyla anılan bu koruluk, büyük bir olasılıkla Sultan I. Ahmed Dönemi’nde 1603-1617, padişahın “Has Bahçe” leri arasına katılmıştır. Bergama Zeus Sunağı Nerede ve Hakkında kısa bilgi Bergama Krallarından Eumenes II tarafından, 197-159 yılları arasında yaptırılmıştır. Alman arkeologların 1865 yılından itibaren Bergama’da yaptıkları kazılarda ortaya çıkarılmış, kalıntıları Berlin’e gönderilmiştir. Berlin Devlet Müzesi’nde restore edilerek 1871 yılında sergilenmiştir. O tarihten sonra müzenin adı Pergamon Müzesi olmuştur. Türkiye’nin Turistik Yerleri HakkındaNerede ve Hakkında kısa bilgi Dağları /Çanakkale Şereflikoçhisar Camii /Edirne /Çanakkale Sarnıcı /İstanbul Antik Kenti/Selçuk İzmir Behramkale/Çanakkale Çöküğü Klisesi Ve Sultan Türbesi Camii Tapınağı Deltası Barbarossa Anıtı Şehitliği Evi Ambarı ÇaburçDiocaeserea Anıt Mezarı Evi Kale Kabaklı Kalesi Kayaları Kalesi Kulesi /İstanbul Camii/İstanbul Köprüsü /Edirne Kalesi/Mersin Divane/Mersin Yoku/Mersin Anıtlı Anıtmezar/Mersin Burnu/Mersin Mağarası/Mersin Kalesi/Mersin Manastırı/Mersin Çukuru/Mersin Obruğu/Mersin Basamaklar/Mersin Mağarası/Mersin Saat Kulesi/İzmir Dağı/Adıyaman Şelalesi/Erzincan Manastırı/Trabzon Milli Parkı/Bolu Antik Kenti/Edirne Antik Kenti/İzmir Kalesi/Bodrum-Muğla Şelelesi/Sinop Kalesi/Antalya Mağarası/Alanya Şelalesi /Antalya Şelalesi/Antalya Kalesi/Alanya Yaylalar/Anyalya Vadisi/Nevşehir Vadisi/Nevşehir Höyük/Adıyaman Kalesi /Adıyaman Kaya Mezarları/Adıyaman Kalesi/Adıyaman Köprüsü/Adıyaman Mağarası/Kırklareli Höyüğü/Kırklareli Höyüğü/Kırklareli Kalesi/Kırklareli Kalesi/Kırklareli Nikola Manastırı/Kırklareli Müzesi Müzesi/Tekirdağ Kemal Evi/Tekirdağ Yarımadası Milli Parkı/Çanakkale Hisarı /İstanbul Türbe/Bursa Cami/Bursa Kanyonu Çayı Kalesi Kalesi /İzmir /İzmir Müzesi/Konya
Tokat ilimiz hakkında bilgi alabileceğiniz hangi ürünleri ile meşhur olduğunu ve Tokat’ın hangi iller ile komşu olduğunu anlatan yazımız sizin için yayınlıyoruz. Tokat hakkında bilgi alabileceğiniz bu yazımız da ilginizi çekecek bir çok konu olduğundan eminiz. Ayrıca Tokatın iklimi ile ilgili genel bilgi alabileceksiniz. Tokat hangi Bölgede adlı soruya cevap alabilirsiniz. Tokat’ın Meşhur Çemeninde bahsedeceğiz. Sayfa İçeriği1 Tokat Hangi bölgede2 Tokat’ın nesi Meşhur3 Tokat’ın ilçeleri4 Tokatta Gezilecek yerler5 Tokat ilimizin İklimi6 Tokat İli Yöneticileri Tokat Hangi bölgede Güzeller güzeli Türkiye’mizin nadide illerinden olan Tokat sizde şaşıracaksınız ama Tokat ilimiz doğu bölgelerinden değil de Karadeniz Bölgesindedir .Muhteşem doğası ve domatesleri ile Tokat Türkiye’nin en güzel illerinden biridir. Tokat’ın en son nüfus sayımında Nüfusu dir. Kaynak Vikipedia Tokat’ın nesi Meşhur Tokat tarım ürünleri bakımından oldukça geniş bir yelpazeye sahip biri ilimizdir. Bu ilimizde Domates ,Vişne, Biber Üzüm ve şeker Pancarı üretimi yapılmaktadır. Tokat’ın en meşhur ürünü Çemen’dir. Tokat’ın aynı zamanda meşhur olan ürünleri aşağıdaki gibidir. Tokat kebabı Tokat çemeni Tokat gözlemesi Tokat keşkeği Zile batı Tokat yaprağı Tokat salçası Tokat kuşburnusu Tokat pağacı Zile pekmezi Niksar cevizi ve cevizli çöreği Tokat’ın ilçeleri Tokat ilimizin 12 adet ilçesi bulunmaktadır. Almus Artova Başçiftlik Erbaa Niksar Pazar Reşadiye Sulusaray Tokat merkez Turhal Yeşilyurt Zile Çorum Hangi Bölgede merak ediyorsanız ilgili yazımızı okuyabilirsiniz. Tokatta Gezilecek yerler Bir Çok medeniyetin Hüküm sürdüğü Tokat ilimiz gerçekten gezilecek yerler ve kültür alanında sunduğu değerler inanılmaz derecede çoktur. Gezilecek yerlerin başında Atatürk’ün milli mücadele yıllarında geçici olarak ikamet ettiği Latifoğlu Konağı Müze evi ,Niksar ilçesinde bulunan Anadolu’da kurulan ilk medrese olan Yağıbasan Medresesi,ve tokat Saat Kulesi ilk gezilecek yerlerin başında gezilecek yerlerin listesi aşağıdaki gibidir. Maşathöyük Çivi Yazıları Hıdırlık Köprüsü Sümbülbaba Zaviyesi Taşhan Çarşısı Komana Pontika Antik Kenti Koza Han Reşadiye Zınav Gölü mesire yeri Reşadiye Yolüstü kasabası Delik kaya mağarası Tokat Müzesi Kelkit Çayı Halaçlı Köyü Yazlıkları Sulusaray Sebastopolis Antik Kenti Zile Elbaşıoğlu Camii Zile Boyacı Hasanağa Camii Zile Bedesten Camii Eski Zile Osmanlı Evleri ve Konakları Zile Yeni Hamam duvarındaki Osmanlı minyatür mimarisi Serçe Sarayı Zile Tacettin İbrahim Paşa Şehir Hamamı Zile Esvap Çayı Zile Uzun Çarşı Pazar Ballıca mağarası Niksar Çamiçi Yaylası Almus Barajı ve yaylaları Reşadiye Kaplıcaları Başçiftlik Yaylaları Zile Kalesi Tokat ilimizin İklimi Tokat ilimizin iklimi Karadeniz ve yakın olduğu iç anadolu bölgesi iklimi arasında geçit özelliği karadeniz ikliminin yağışlı yüzünü gösterip yaz aylarında ise iç anadolu ikliminin karakteristik olan yazları sıcak ve kurak özelliğini göstermektedir. Tokat İli Yöneticileri Tokat Valisi Dr. Ozan Balcı’dır. 5 kasım 2018 tarihinden itibaren Tokat Valiliği görevini sürdürmektedir. Tokat Belediye Başkanı, Eyüp Eroğlu AK Parti, 31 Mart 2019 seçimlerini kazanarak görevini halen sürdürmektedir. bu yazımızda Tokat Hangi Bölgede Neleri Meşhur Gezilecek yerleri iklim ve il komşularını sizler için işinize yaramıştır.
21 Temmuz 2017 0026 Haşmet Çay Yasaklı "Kanunlar önünde herkes kadın*erkek eşit, kanuni haklara sahiptir. Kişiler arasında asla ayırım yapılamaz!.." ATATÜRK 21 Temmuz 2017 0031 Haşmet Çay Yasaklı "18 yaşına eren ve reşit hale gelen kız veya erkek, hür iradeleriyle evlenme hakkına sahiptirler.. Medeni nikah, yasal merciler önünde, kanunlardaki şartlar paralelinde yerine getirilir. İmam nikahlarının yasalar karşısında hiç bir değeri kalmamıştır, hükümsüzdür..Resmi nikah şarttır." ATATÜRK 21 Temmuz 2017 0032 Haşmet Çay Yasaklı "Altı yaşına gelen her kız veya erkek çocuk için, temel eğitim ilköğretim mecburidir." ATATÜRK 21 Temmuz 2017 0034 Haşmet Çay Yasaklı "Her Türk vatandaşı, kadın veya erkek olarak gerekli şartları taşıdığında seçme ve seçilme hakkına sahiptir.." ATATÜRK 21 Temmuz 2017 0555 Zübeyr Kiram Yasaklı ATATÜRK' ten önce, 1300 sene boyunca o kadar çok halifeler, padişahlar, sultanlar, evliyalar, şeyhler ve güya alimler, kadılar gelip geçti ama bunların hiçbiri "kölelik-cariyelik-kumalık" olaylarına karşı çıkmayı, bunları reddetmeyi, yasaklamayı, insan haklarına aykırı olduğunu kelam etmeyi. hiç akletmediler!..Yok!. 1300 sene boyunca insan hakları çiğnendi. Kafalar-kollar kesildi ama hiç kimse buna dur demedi. Atatürk'ten önce zulüm ve despotluk, canavarlık vardı. Akıl ve mantık dışı hulle ve recm bile vardı.. Şeriatta bunlar hala var. Atatürk bunları da yasaklattı. ATATÜRK'ten önce despotluk, zalimlik, şeyhlik ve halifelik vardı. İnsan hakları ve hukuk hiç yoktu. Asılanlar asıldı, kesilenler kesildi.. Kullara kulluk edildi. Tam 1300 sene boyunca, HAK-HUKUK hiç olmadı..Padişahlarımız, kardeşlerini bile boğdurdular.. Nice kanlar döküldü. ATATÜRK' ten önce, KULLARA KULLUK ediliyordu.. Çöllerde, bu acımasız haller devam ediyor. ATATÜRK ile birlikte ANAYASA ve KANUNLARA sahip olduk. Atatürk'ten önce; "kullara kulluk" ediliyordu. Net ve kesindir. 21 Temmuz 2017 0559 Zübeyr Kiram Yasaklı Padişahlar, cariyelerden doğma kardeşlerini, kundaktaki kardeşlerini bile boğdurup, katil oldular. 21 Temmuz 2017 0608 Zübeyr Kiram Yasaklı Suudi Arabistan Krallığının Başmüftüsü, Baş İmamı olan Şeyh Abdulaziz; 2016 yılının Ocak ayında bir fetva yayınladı.. Baş Şeyhin fetvası şöyledir " Acıkan müslüman erkek, karısını kesip yiyebilir" İşte buyrun!.. Geçen sene 2016 yılı böyle bir fetva yayınlanmıştı. El insaf!.. Hangi müslüman bu taze fetvaya karşı çıktı?. Bizimkiler nerede idi?. Kim "olmaz ya" dedi?.. İnsan eti yenir mi, Mübarek? Günümüzde, yamyamlar bile bunu yapmıyor. İşte, şeriat buna benzer nice Arap adet ve gelenekleriyle, Arap anlayışıyla doludur... Ya Destur!.. 21 Temmuz 2017 0847 Şef Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifiyle Elmalı Hamdi Yazır'a Kur'anı Kerim'in tefsiri hazırlatılmıştır. Siz bunu ivedi satın alıp okuyun ve bunu okumadanda buraya yazılar yazıp sayfayı işgal etmeyin ve konuyu maksadın dışına kesinlikle çıkartmayın. Neşriyatın ismi; Elmalı Hamdi Yazır Hak Dini Kur'an Dili. Bunu neşriyatın tamamını okumadan kesinlikle buraya yazı yazmayın. Konu başlığındaki şartlara riayet etmiyorsunuz. Konuyu açtığımda şartlara riayet edicekler yorum yapsın demiştim. Fuzili yazılarla bilgi kirliliği oluşturmayın. Ben size güzel uslupla tarif ve izah ettim. Bunun dışında medrese ismi sizi rahatsız ediyorsa ve anlaşılan oki çok büyük bir şekilde sizi rahatsız ediyor,ozaman yorum yapmayın. 2 sayfa sizin gereksiz beyanlarınızla dolmuştur maalesef. Konuyu açtığımda beyan etmiş olduğum şartlara riayet ediniz ve riayet etmiyecekler yorum yazmasın demiştim. Bununla birlikte bana tarih dersi vermeye çalışıyorsunuz. Ben ingiliz tarihçinin sözünü paylaştım ve kısa devre yaptınız. Kısa devre yapmasaydınız bu kadar beyanı gerek görmediniz. Sayfayı işgal etmeyinSon sözüm budur. 21 Temmuz 2017 1026 Edip Kehribar Yasaklı Hacı, burası FORUM köşesidir.. Herkes yazar. Bu devirde medrese mi kaldı?.. Miskinler yuvasıydı. 21 Temmuz 2017 1028 Edip Kehribar Yasaklı Başlığı açanın cehaleti giderilsin diye, yapılmış olan tüm yorumları beğendim.. Akıl ve ışık yolu! 21 Temmuz 2017 1030 Edip Kehribar Yasaklı Bir geri zekalı, bir kara cahil yorum yazmış olsaydı, başlığı açan YUSUF isimli az okumuş sevinip oyalanacaktı. 21 Temmuz 2017 1050 Kadim Dindar Yasaklı Şeriat = Arap adet ve gelenekleri... İslamiyetten önce çöllerde yaşayan Araplar, Kur'an'daki tüm şeriat kurallarını aynen uyguluyor ve benimsiyorlardı. Örneğin; o zamanlarda da, kölelik, cariyelik, kumalık adetleri aynen vardı. Keza, islamiyetten önce de kızlarını 6-9 yaşlarında erkeklere parayla satıyorlardı, günümüzde de bunun aynını yine yapıyorlar. Şeriat = Arap adet ve gelenekleri... 21 Temmuz 2017 1116 nervürlüdonatı Aday Memur Siz,hangi ildeki medreseyi tavsiye edersiniz?Hangi illerdeki medreseler eğitim bakımından daha iyidir?Sıralamasını yaparmısınız? Hem ilahiyat okuyup hemde medresede eğitim alınabilirmi? İlahiyat okumayan fakat dini yönden eksikliklerini gidermek isteyen vatandaşlarada eğitim hizmeti veriliyormu? Medreseye kayıt olabilmek için aranılan şartlardan bahsedermisiniz? Eğitim hizmetinin aylık veya senelik aidatıücreti ne kadardır? Medreseden eğitim alabilmek için en fazla kaç yaşındaki kişiler medreseye kayıt yaptırıp eğitim alabilirler? Yaş sınırlamasından bahsedermisiniz? Klasik arapça dediğiniz tam olarak nedir? İzah edermisiniz? Arapçaya dair herhangi bir metne programında bu konudan bahsedilmediğini farkettim ve bu soruyu onun için size yönelttim. Beyan etmiş olduğunuz gibi arapça lisan eğitimi varsa o zaman bu iyi bir durumdur. Arapça olmadan medrese eğitimi almak büyük eksiklik anlamadığınız bir mevzuyu insan kendi hayatında nasıl tatbik edebilirki? İnsanlara nasıl yardımcı olabilirki? Bilginin kaynağı arapça çünki ! İhsan Şenocak'ın yetiştirmiş olduğu talebeler ders veriyor demişsiniz? Bu konuyu biraz daha detaylarıyla birlikte olayın mahiyetini açıklarmısınız? 5 yıl önce - Alıntıya git cahillerle söz sataşına girmeyin ben hiç kazanamadım der İMAM GAZALİ bunlar onları bilmezler şeriata laf ediyorlar şeriatı inkar eden müslaman olabilir mi şeriat ALLAH koyduğu kanun ve kurallardır bunlarla söz sataşına girme boşver ifamın olduğu yerler belli siteden bakabilirsin demiştim ilahiyatla aynı anda okuyabiliyosun yaş sınırı yok kendini geliştirmek isteyen gidebilir ücret fazla bi şey almıyorlar aylık 100 lira falan olmazsa bi sıkıntı yapmazlar klasik arapça osmanlıda ki medrese usulu ilahiyattaki modern arapça değil daha detaylı biraz ihsan şenocak hocayı dinleyip takip edebilirsin dersleri var akaid imam tahavi,taftazani gibi alimlerden özelden numaranı atarsan telefondan daha detaylı söylebilirim 21 Temmuz 2017 1138 Omar Çoban Yasaklı Sende de ne Türkçe varmış? Hiç mi okumadın mübarek? Nerde okudun?.. Neden cehaleti seçtin? 21 Temmuz 2017 1146 Omar Çoban Yasaklı Cahil olanlar, alimce laf edenleri hemen kafir ilan ederler.. Bilgili ve görgülü ile baş edemeyince, hemen bu kolay yola saparlar.. Sen müslüman mısın derler?.. Oysa ki, cehaletiyle asıl kafirlik eden kendisi olur.. Hem de nasıl? Ama bundan haberi yoktur. NERVÜR'ün derhal bir abdest alması ve tüm gün namaz kılarak kendini Allah'a affettirmesi gerekir. 21 Temmuz 2017 1150 Şef Ben az okumuşsam,belirtmiş olduğum kaynakları ve daha fazlasını satın alında, siz benden daha fazla okuyun cahillikten kurtulursuz. Tabi işinize cehaletten kurtulmak için böyle bir teşebbüste bulunacağınızı hiç zannetmiyorum. Atatürk'ten bahsedersiniz fakat Atatürk'ün Elmalı Hamdi Yazır'a vermiş olduğu talimatla neşredilmiş Hak Dini Kur'an Dili adlı eseri okumassınız. Atatürk diyorki;"Ey efendiler, sorgulamayan kişi cahildir."Siz dünyaya at gözlüğüyle baktığınız için bu yazımıda göremezssiniz maalesef. Kaynaklarıda belirtiyorum. İşinize gelmediği için kolaya kaçıp çark ne kadar gizlemeye çalışsanızda papağan gibi aynı sözleri tekrarlamanızdan sırf kara cahil olduğunuz aydınlık lafı sizlerin karanlıkta olduğunuzu gösteriyor. Bununla birlikte sizler kendi kasabanızdan haber veriyorsunuz. Bense global dünyadan haber veriyorum. Aradaki fark apaçık bellidir. Acaba kim cahildir? Alın size kısa ve öz kaynak; Arnold toynbee isimli ingiliz tarihçi,Türkiye bir devletin yeniden doğuşu isimli kitabında şöyle beyan etmektedir "Kemalist devrim Türkleri öyle bir noktaya getirdi ki Türkler ne Müslüman gibi yaşayabiliryor ne de Hristiyanlığa geçebiliyor." » yani sizleri kastediyor. Burası forum olabilir lakin bu köşe laftan anlayanlar için,söylenenleri idrak edenler için,konu başlığı hakkında bilgi edinmek maksadıyla iyi niyet üzere açılmış bir bölümdür. Sizler gibi hazımsızlar,fitneciler ve fesatçılar habire provakötörlük yapıp duruyor,konuyu işgal edip sabote etmeye çalışıyorlar. Acaba sizler hangi emperyalist güçlerin uşaklarısınız? İngilteremi? Amerikamı?Belki daha farklı dış mihrakların uşaklarındansınızdır...Bunu sizler dipnottada belirtmiş olduğum üzere fuzuli kişiler ve fuzuli beyanlar olmasın dedim. Fakat içinize sindiremediğiniz için hazımsızlık yaşadığınızdan sayfalarca fuzuli beyanlarda bulundunuz ve fuzuli bir şekilde bu forum başlığını işgal tarihinden haberim vardır ve kendiniz gibi bihaber zannetmeyiniz. Kişi karşısındakini anlamayınca kendi gibi zannedermiş ve insan bilmediğine düşmandır. Lakin fuzuli işlerle sayfaları nasıl işgal ettiğinizin ispatı yazmış olduğunuz yazılarınızla açık ve nettir. Müslümanım,iSLAM Dinine kalpten iman ediyorum diyorsanız,Kur'anı Kerim'in Ayetleri,kalpten Müslüman olduğunu söyliyen herkesi bağlayıcıdır. Ayetin bir tanesini inkar eden hepsini inkar etmiş gibidir. Ayetin bir tanesini inkar eden dinden çıkar,yani kafir olur. Fakat müslüman olduğunuzu beyan ediyor ve Kur'anı Kerim'in Ayetlerine itiraz ediyorsanız,siz dil ile Müslüman olduğunuzu söyliyor,kalpten itiraz ve inkar ediyorsunuz demektir. Bu çelişkiden sizin münafık olduğunuz ortaya çıkar. Münafıklar dil ile iSLAM Dinine iman ettiklerini beyan ederler,kalpten iSLAM Dinini inkar ederler. Sizlerin iSLAM Dini hakkında hiçbirşey bilmediğinizde beyanlarınızdan bellidir. İşiniz sadece çamur at,izi kalsın misali konuyu ve içerisindekileri karalamaktır. Müslüman olabilmek için İslamın 5 şartı ve imanın 6 şartı inkar eden Müslüman olamaz. Şartlar açık ve nettir. İncelemek isteyenler linke baksınlar. Ayrıca insanın ilahiyatçı ünvanı olsun yada olmasın kendisini birşey zannetmesi ahmaklıkdır. Şeytanda alimdi,zalim oldu. Kur'anı Kerim'in Kehf Suresinin 50. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Yine o vakti hatırla ki biz, meleklere Âdem'e secde edin!» demiştik. İblis hariç olmak üzere onlar hemen secde ettiler. İblis cinlerdendi, Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz beni bırakıp da İblis'i ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir." Kur'anı Kerim'in Zumer Suresinin 9. Ayetinde mealen ilmin önemi şöyle beyan edilmektedir "Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp, kıyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?» Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar" Peygamberimiz hadis?i şeriflerinde ilmin önemini şu şekilde haber vermektedir "Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır." Müslim, Zikr 39. Ayrıca bk. Buhârî, İlim 10; Ebû Dâvûd, İlim 1 "Hidâyete davet eden kimseye, kendisine uyanların sevabı kadar sevap verilir. Bu onların sevaplarından da hiçbir şey azaltmaz." Müslim, İlim 16 "İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır Sadaka?i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat." Müslim, Vasiyyet 14 "İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır." Tirmizî, İlim 2 "Allah'a yemin ederim ki, Cenâb?ı Hakk'ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır." Buhârî, Fezâilü'l?ashâb 9, Meğâzî 38; Müslim, Fezâilü's?sahâbe 34 ?İlim talep etmek / öğrenmek her Müslümana farzdır.?İbn Mace, Mukaddime, 17. Peygamberimiz hadis?i şeriflerinde fetva hakkındada şu şekilde haber vermekdedir "Ahir zamanda bir kavim ortaya çıkar. Cahiller başa geçerek insanlara fetvâ verirler. Böylece hem kendileri sapar hem de başkalarını saptırırlar." Buhari, İlim, 34; Müslim, İlim, 13Tirmizi, İlim, 5 ?Kadılar/ hakimler/ yargıçlar üç sınıftır. Birisi cennette, diğer ikisi ateştedir. Cennette olanı, hakkı bilip onunla hüküm verendir. İnsanlar arasında bilgisizce hüküm veren ile hakkı bilip hükümde haksızlık yapan ise ateştedir." Ebû Dâvud, Akdiye, 2; İbn Mâce, Ahkâm, 3 Peygamberimiz hadis?i şeriflerinde şu şekilde haber vermektedir "Hayra vesile olan,hayrı yapmış gibidir." Tirmizi,ilim 14 ?Yahudiler yetmiş bir 71 fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Hristiyanlar yetmiş iki 72 fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Bu ümmet de yetmiş üç 73 fırkaya ayrılacak, biri hariç hepsi cehennem girer.?Ebu Davud, Sünnet, 1; Tirmizî, İman,18; İbn Mace,Fiten, 17; İbn Hanbel, 2/332. "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır." buyurmuş. Ashab sormuşlar "Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?" Şöyle cevap vermiş "Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yâni Ehl-i sünnet ve cemaat mensuplarıdır."Tirmizi, İman,18; İbnu Mace, Fiten, 17 "İlim tahsil etmek maksadıyla bir yola giden kimseye Allah Teâlâ cennet yollarından açar. Melekler, ilim ve tahsil edene karşı memnuniyetleri ve tevâzûleri sebebiyle kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde olan her şey, hatta su içindeki balıklar, âlim için Allah'tan rahmet diler. Âlimin, bilmeden ibadet eden kimseye üstünlüğü, on dördündeki ayın, görünen diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne altın ne de gümüş bırakmışlardır, onlar miras olarak sadece ilmi bırakmışlardır. Kim ilmi almışsa büyük ve değerli bir şey almış demektir." Ebû Davud, İlm, 1. "Allah'ım, bana öğrettiklerinle beni faydalandır; bana fayda sağlayacak ilim öğret, ilmimi artır." Tirmizî, Daavât, 128; "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." Tirmizî, Daavât, 68 buyurururdu. "Nebinizin sünnetini terk ederseniz, dalalete düşersiniz."Müslim, el-Mesacid, had. 257; en-Neseî, el-İmamet, 50 "Bir kimse benim getirdiğime değil, hevasına tabi olursa gerçek mü'min olamaz."Kasımi, Kavaidu?t-Tahdis, s. 53 "Sünnetimi terkedene Allah ve ben lanet ederiz."et-Tirmizi, el-Kader, 17 "Sünnetimden yüz çeviren benim yolumu takip etmiş değildir."el-Buhari, el-Kader, 17 "Bizim yolumuza uymayan bir işi yapanın bu ameli merduttur."el-Buhari, el-İ?tisam, 20; Müslim, el-Akdiye, 17,18 Kur'anı Kerim'deki Surelerde ve Ayetlerde mealen şöyle beyan edilmektedir "Ey İnananlar, And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Allah'ın Resulü Hz. Peygamber en güzel örnektir." Ahzâb, 33/21. "... Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir." Haşr, 59/7 "Ey Muhammed! Eğer sana cevab veremezlerse, onların sadece heveslerine uyduklarını bil. Allah'tan bir yol gösterici olmadan hevesine uyandan daha sapık kim vardır? Allah zalim milleti şüphesiz ki doğru yola eriştirmez." Kasas, 28/50. "Ey Muhammed! De ki, Allah'ı seviyorsanız bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder." Âl-i İmrân, 3/31 "Sakın ha cahillerden olma." En'âm, 5/35 "Kim, Peygamber' e itâat ederse Allah'a itâat etmiş olur..." Nisâ, 4/80. "... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakla-dıysa ondan da sakının..." Haşr, 59/7 "Allah ve Resûlü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." Ahzâb, 33/36. "Kim, Allah'a ve O'nun elçisine karşı gelir ve O'nun sınırlarını aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır." Nisâ, 4/14. "... Şâyet O'na itâat ederseniz doğru yolu bulursunuz..." Nûr, 24/54. "... Şüphesiz ki Sen sana inananları mutlaka doğru yola, göklerde ve yerde bulunan herşeyin sâhibi Allah'ın yoluna götürürsün." Şûrâ, 42/52-53. "Şüphesiz ki sen, onları doğru yola çağırıyorsun." Mu'minûn, 23/73.47 "Kim de kendisine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelir ve müminlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir gidiş yeridir orası!" Nisâ, 4/115. "Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah ve Resûlüne karşı çıktılar. Allah ve Resûlüne de kim karşı çıkarsa muhakkak ki, Allah'ın cezası çetin olur." Enfal, 8/13.44 "Peygamber müminler için kendi canlarından ileridir. O'nun eşleri de onların anneleridir..." Ahzâb, 33/6.45 "Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber'e salât etmekte yani, O'nun şerefini gözetmekte ve şanını yüceltmekte dirler; o halde siz de îman edenler O'na salât edin yani, O'nun şanını yüceltmeye özen gösterin; O'na içtenlikle selâm edin esenlik dileyin." Ahzâb, 33/56. "Ey îman edenler! Allah ve Resûlü'nün önüne geçmeyin, Allah'dan korkun. Şüphesiz ki Allah her şeyi işiten ve her şeyi bilendir. Ey iman edenler, seslerinizi, Peygamber'in sesinden fazla yükseltmeyin, birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi O'nunla da öyle yüksek sesle konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan amelleriniz boşa gider." Hucurât, 49/1-246 Sadet olarak ifade etmek gerekirse temel kural olarak anlaşılan ehli sünnet kaidesidir ve ehli sünnet kaidesinden asla taviz sonuç olarak alim diye tanıtılan kişilerin ve neşriyatlarının ehli sünnet kaidesine uyup,uymadığı incelenmesi ve ehli sünnet kaidesine uyuyorsa itibar edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ehli sünnet kaidesine uymuyorsa kesinlikle ehli sünnet kaidesinden taviz verilmemesi gerekmektedir ve ehli sünnet kaidesine uymayan kişilerin ve neşriyatlarının yanlış bilgileri insanlara öğretilmemelidir. Buradan çıkan sonuca göre ilahiyatçı ünvanına sahip olanlara ve ilahiyatçıyım diyenlere çok büyük görevler düşmektedir. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın derseniz,çok büyük hata etmiş olursunuz. Sonuçta, İnsanlara doğruyu nasihat etmek sizin vazifenizdir. 1 Sizi rahatsız eden nedir? 2laf dediğiniz, iSLAM DiNi'dir. Kur'anı Kerim'in Ayetleri ve Hz. Muhammed hadis?i şerifleri kalpten Müslüman olduğunu söyliyen herkesi bağlayıcıdır. Hz. İsa şöyle beyanı vardır "Ben Allah'ın izniyle,pek çok hastaları tedavi edip onlara şifa verdim ve ölüleri ahmak adamı ıslah ve tedavi edemedim." hadis?i şeriflerinde şu şekilde haber vermektedir İbnu Amr İbni'l- Âs ra anlatıyor Resulullah sav buyurdular ki ? Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir Emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husumet edince haddi aşar.?Buhari, İman 24 Kur'anı Kerim'in Nisa Suresinin 138. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Münafıklara da haber ver ki, kendileri için çok acı bir azab vardır." Kur'anı Kerim'in Nisa Suresinin 145. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Şüphe yok ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Ve elbette onlar için yardımcı da bulamazsın." Kur'anı Kerim'in Bakara Suresinin 14. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Onlar imân edenlere rastgelince, Biz imân ettik,» derler. Kendi şeytanları ile yalnız kalınca da, Biz sizinle beraberiz, biz ancak o imân edenler ile istihzâda bulunan kimseleriz,» derler." Kur'anı Kerim'in Bakara Suresinin 9. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Allah?ı ve îmân edenleri aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki sâdece kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar." Kur'anı Kerim'in Bakara Suresinin 11. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Onlara 'Yeryüzünde fesad çıkarmayın!' denildiği zaman ise 'Biz ancak ıslâh edici kimseleriz' derler." Kur'anı Kerim'in Bakara Suresinin 206. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Ona Allah'tan kork!» denildiği zaman da gururu kendisini daha çok günaha iter. Cehennem de onun hakkından gelir. O, gerçekten ne kötü yataktır." Kur'anı Kerim'in Nisa Suresinin 82. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Onlar hâlâ Kur'ân'ı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı." Kur'anı Kerim'in Nisa Suresinin 14. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Her kim de Allah'a ve peygamberine isyan edip onun sınırlarını aşarsa Allah onu, içinde sonsuza dek kalmak üzere bir ateşe sokar ve ona alçaltıcı bir azap vardır." 3Cebrail ile indirilen Vahye iman etmeyenler,Azrail ile gelen ölüme teslim olucaklardır." 4Kur'anı Kerim'in Ali İmran Suresinin 19. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Muhakkak ki Allah katında yegâne din, İslâm?dır! Kendilerine kitab verilenleryahudi ve hristiyanlar, ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hasedden dolayı ihtilâfa düştüler. Artık kim Allah?ın âyetlerini inkâr ederse, artık şübhesiz ki Allah, hesâbı pek çabuk görendir." 21 Temmuz 2017 1155 Edip Kehribar Yasaklı İslam alemini tarikat ve cemaatler, islami terör örgütleri mahvediyor. EL KAİDE, TALİBAN, HİZBULLAH, HAMAS, EL FETH, BOKO HARAM, IŞİD, DEAŞ, FETÖ, vesaire.. Bizde ayrıca PKK, PYD eşkıyası da var. İslam alemini kan gölüne çevirdiler.. Kafalar kollar kesiliyor. ŞERİAT adına toplu katliamlar yapıyor ve bunu islamiyet adına yaptık diyorlar. Kafalarınden beyinler uçmuş durumda.. Hristiyanlar ve Putperest ülkeler BİLİMSEL ve TEKNİK gelişmelerle huzur içinde yaşarlarken, islam alemi nelerle uğraşıyor?.. Cehaletin içine garkoluyor. 21 Temmuz 2017 1158 Edip Kehribar Yasaklı ATATÜRK'ten önce, islam aleminde 1300 sene boyunca HAK-HUKUK, ADALET ve EŞİTLİK yoktu. 21 Temmuz 2017 1202 Şef İslam alemini tarikat ve cemaatler, islami terör örgütleri mahvediyor. EL KAİDE, TALİBAN, HİZBULLAH, HAMAS, EL FETH, BOKO HARAM, IŞİD, DEAŞ, FETÖ, vesaire.. Bizde ayrıca PKK, PYD eşkıyası da var. İslam alemini kan gölüne çevirdiler.. Kafalar kollar kesiliyor. ŞERİAT adına toplu katliamlar yapıyor ve bunu islamiyet adına yaptık diyorlar. Kafalarınden beyinler uçmuş durumda.. Hristiyanlar ve Putperest ülkeler BİLİMSEL ve TEKNİK gelişmelerle huzur içinde yaşarlarken, islam alemi nelerle uğraşıyor?.. Cehaletin içine garkoluyor. Edip Kehribar, 5 yıl önce - Alıntıya git Ben az okumuşsam,belirtmiş olduğum kaynakları ve daha fazlasını satın alında, siz benden daha fazla okuyun cahillikten kurtulursuz. Tabi işinize cehaletten kurtulmak için böyle bir teşebbüste bulunacağınızı hiç zannetmiyorum. Atatürk'ten bahsedersiniz fakat Atatürk'ün Elmalı Hamdi Yazır'a vermiş olduğu talimatla neşredilmiş Hak Dini Kur'an Dili adlı eseri okumassınız. Atatürk diyorki;"Ey efendiler, sorgulamayan kişi cahildir."Siz dünyaya at gözlüğüyle baktığınız için bu yazımıda göremezssiniz maalesef. Kaynaklarıda belirtiyorum. İşinize gelmediği için kolaya kaçıp çark ne kadar gizlemeye çalışsanızda papağan gibi aynı sözleri tekrarlamanızdan sırf kara cahil olduğunuz aydınlık lafı sizlerin karanlıkta olduğunuzu gösteriyor. Bununla birlikte sizler kendi kasabanızdan haber veriyorsunuz. Bense global dünyadan haber veriyorum. Aradaki fark apaçık bellidir. Acaba kim cahildir? Alın size kısa ve öz kaynak; Arnold toynbee isimli ingiliz tarihçi,Türkiye bir devletin yeniden doğuşu isimli kitabında şöyle beyan etmektedir "Kemalist devrim Türkleri öyle bir noktaya getirdi ki Türkler ne Müslüman gibi yaşayabiliryor ne de Hristiyanlığa geçebiliyor." » yani sizleri kastediyor. Burası forum olabilir lakin bu köşe laftan anlayanlar için,söylenenleri idrak edenler için,konu başlığı hakkında bilgi edinmek maksadıyla iyi niyet üzere açılmış bir bölümdür. Sizler gibi hazımsızlar,fitneciler ve fesatçılar habire provakötörlük yapıp duruyor,konuyu işgal edip sabote etmeye çalışıyorlar. Acaba sizler hangi emperyalist güçlerin uşaklarısınız? İngilteremi? Amerikamı?Belki daha farklı dış mihrakların uşaklarındansınızdır...Bunu sizler dipnottada belirtmiş olduğum üzere fuzuli kişiler ve fuzuli beyanlar olmasın dedim. Fakat içinize sindiremediğiniz için hazımsızlık yaşadığınızdan sayfalarca fuzuli beyanlarda bulundunuz ve fuzuli bir şekilde bu forum başlığını işgal tarihinden haberim vardır ve kendiniz gibi bihaber zannetmeyiniz. Kişi karşısındakini anlamayınca kendi gibi zannedermiş ve insan bilmediğine düşmandır. Lakin fuzuli işlerle sayfaları nasıl işgal ettiğinizin ispatı yazmış olduğunuz yazılarınızla açık ve nettir. Müslümanım,iSLAM Dinine kalpten iman ediyorum diyorsanız,Kur'anı Kerim'in Ayetleri,kalpten Müslüman olduğunu söyliyen herkesi bağlayıcıdır. Ayetin bir tanesini inkar eden hepsini inkar etmiş gibidir. Ayetin bir tanesini inkar eden dinden çıkar,yani kafir olur. Fakat müslüman olduğunuzu beyan ediyor ve Kur'anı Kerim'in Ayetlerine itiraz ediyorsanız,siz dil ile Müslüman olduğunuzu söyliyor,kalpten itiraz ve inkar ediyorsunuz demektir. Bu çelişkiden sizin münafık olduğunuz ortaya çıkar. Münafıklar dil ile iSLAM Dinine iman ettiklerini beyan ederler,kalpten iSLAM Dinini inkar ederler. Sizlerin iSLAM Dini hakkında hiçbirşey bilmediğinizde beyanlarınızdan bellidir. İşiniz sadece çamur at,izi kalsın misali konuyu ve içerisindekileri karalamaktır. Müslüman olabilmek için İslamın 5 şartı ve imanın 6 şartı inkar eden Müslüman olamaz. Şartlar açık ve nettir. İncelemek isteyenler linke baksınlar. Ayrıca insanın ilahiyatçı ünvanı olsun yada olmasın kendisini birşey zannetmesi ahmaklıkdır. Şeytanda alimdi,zalim oldu. Kur'anı Kerim'in Kehf Suresinin 50. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Yine o vakti hatırla ki biz, meleklere Âdem'e secde edin!» demiştik. İblis hariç olmak üzere onlar hemen secde ettiler. İblis cinlerdendi, Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz beni bırakıp da İblis'i ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir." Kur'anı Kerim'in Zumer Suresinin 9. Ayetinde mealen ilmin önemi şöyle beyan edilmektedir "Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp, kıyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?» Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar" Peygamberimiz hadis?i şeriflerinde ilmin önemini şu şekilde haber vermektedir "Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır." Müslim, Zikr 39. Ayrıca bk. Buhârî, İlim 10; Ebû Dâvûd, İlim 1 "Hidâyete davet eden kimseye, kendisine uyanların sevabı kadar sevap verilir. Bu onların sevaplarından da hiçbir şey azaltmaz." Müslim, İlim 16 "İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır Sadaka?i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat." Müslim, Vasiyyet 14 "İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır." Tirmizî, İlim 2 "Allah'a yemin ederim ki, Cenâb?ı Hakk'ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır." Buhârî, Fezâilü'l?ashâb 9, Meğâzî 38; Müslim, Fezâilü's?sahâbe 34 ?İlim talep etmek / öğrenmek her Müslümana farzdır.?İbn Mace, Mukaddime, 17. Peygamberimiz hadis?i şeriflerinde fetva hakkındada şu şekilde haber vermekdedir "Ahir zamanda bir kavim ortaya çıkar. Cahiller başa geçerek insanlara fetvâ verirler. Böylece hem kendileri sapar hem de başkalarını saptırırlar." Buhari, İlim, 34; Müslim, İlim, 13Tirmizi, İlim, 5 ?Kadılar/ hakimler/ yargıçlar üç sınıftır. Birisi cennette, diğer ikisi ateştedir. Cennette olanı, hakkı bilip onunla hüküm verendir. İnsanlar arasında bilgisizce hüküm veren ile hakkı bilip hükümde haksızlık yapan ise ateştedir." Ebû Dâvud, Akdiye, 2; İbn Mâce, Ahkâm, 3 Peygamberimiz hadis?i şeriflerinde şu şekilde haber vermektedir "Hayra vesile olan,hayrı yapmış gibidir." Tirmizi,ilim 14 ?Yahudiler yetmiş bir 71 fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Hristiyanlar yetmiş iki 72 fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Bu ümmet de yetmiş üç 73 fırkaya ayrılacak, biri hariç hepsi cehennem girer.?Ebu Davud, Sünnet, 1; Tirmizî, İman,18; İbn Mace,Fiten, 17; İbn Hanbel, 2/332. "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır." buyurmuş. Ashab sormuşlar "Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?" Şöyle cevap vermiş "Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yâni Ehl-i sünnet ve cemaat mensuplarıdır."Tirmizi, İman,18; İbnu Mace, Fiten, 17 "İlim tahsil etmek maksadıyla bir yola giden kimseye Allah Teâlâ cennet yollarından açar. Melekler, ilim ve tahsil edene karşı memnuniyetleri ve tevâzûleri sebebiyle kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde olan her şey, hatta su içindeki balıklar, âlim için Allah'tan rahmet diler. Âlimin, bilmeden ibadet eden kimseye üstünlüğü, on dördündeki ayın, görünen diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne altın ne de gümüş bırakmışlardır, onlar miras olarak sadece ilmi bırakmışlardır. Kim ilmi almışsa büyük ve değerli bir şey almış demektir." Ebû Davud, İlm, 1. "Allah'ım, bana öğrettiklerinle beni faydalandır; bana fayda sağlayacak ilim öğret, ilmimi artır." Tirmizî, Daavât, 128; "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." Tirmizî, Daavât, 68 buyurururdu. "Nebinizin sünnetini terk ederseniz, dalalete düşersiniz."Müslim, el-Mesacid, had. 257; en-Neseî, el-İmamet, 50 "Bir kimse benim getirdiğime değil, hevasına tabi olursa gerçek mü'min olamaz."Kasımi, Kavaidu?t-Tahdis, s. 53 "Sünnetimi terkedene Allah ve ben lanet ederiz."et-Tirmizi, el-Kader, 17 "Sünnetimden yüz çeviren benim yolumu takip etmiş değildir."el-Buhari, el-Kader, 17 "Bizim yolumuza uymayan bir işi yapanın bu ameli merduttur."el-Buhari, el-İ?tisam, 20; Müslim, el-Akdiye, 17,18 Kur'anı Kerim'deki Surelerde ve Ayetlerde mealen şöyle beyan edilmektedir "Ey İnananlar, And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Allah'ın Resulü Hz. Peygamber en güzel örnektir." Ahzâb, 33/21. "... Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir." Haşr, 59/7 "Ey Muhammed! Eğer sana cevab veremezlerse, onların sadece heveslerine uyduklarını bil. Allah'tan bir yol gösterici olmadan hevesine uyandan daha sapık kim vardır? Allah zalim milleti şüphesiz ki doğru yola eriştirmez." Kasas, 28/50. "Ey Muhammed! De ki, Allah'ı seviyorsanız bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder." Âl-i İmrân, 3/31 "Sakın ha cahillerden olma." En'âm, 5/35 "Kim, Peygamber' e itâat ederse Allah'a itâat etmiş olur..." Nisâ, 4/80. "... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakla-dıysa ondan da sakının..." Haşr, 59/7 "Allah ve Resûlü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." Ahzâb, 33/36. "Kim, Allah'a ve O'nun elçisine karşı gelir ve O'nun sınırlarını aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır." Nisâ, 4/14. "... Şâyet O'na itâat ederseniz doğru yolu bulursunuz..." Nûr, 24/54. "... Şüphesiz ki Sen sana inananları mutlaka doğru yola, göklerde ve yerde bulunan herşeyin sâhibi Allah'ın yoluna götürürsün." Şûrâ, 42/52-53. "Şüphesiz ki sen, onları doğru yola çağırıyorsun." Mu'minûn, 23/73.47 "Kim de kendisine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelir ve müminlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir gidiş yeridir orası!" Nisâ, 4/115. "Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah ve Resûlüne karşı çıktılar. Allah ve Resûlüne de kim karşı çıkarsa muhakkak ki, Allah'ın cezası çetin olur." Enfal, 8/13.44 "Peygamber müminler için kendi canlarından ileridir. O'nun eşleri de onların anneleridir..." Ahzâb, 33/6.45 "Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber'e salât etmekte yani, O'nun şerefini gözetmekte ve şanını yüceltmekte dirler; o halde siz de îman edenler O'na salât edin yani, O'nun şanını yüceltmeye özen gösterin; O'na içtenlikle selâm edin esenlik dileyin." Ahzâb, 33/56. "Ey îman edenler! Allah ve Resûlü'nün önüne geçmeyin, Allah'dan korkun. Şüphesiz ki Allah her şeyi işiten ve her şeyi bilendir. Ey iman edenler, seslerinizi, Peygamber'in sesinden fazla yükseltmeyin, birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi O'nunla da öyle yüksek sesle konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan amelleriniz boşa gider." Hucurât, 49/1-246 Sadet olarak ifade etmek gerekirse temel kural olarak anlaşılan ehli sünnet kaidesidir ve ehli sünnet kaidesinden asla taviz sonuç olarak alim diye tanıtılan kişilerin ve neşriyatlarının ehli sünnet kaidesine uyup,uymadığı incelenmesi ve ehli sünnet kaidesine uyuyorsa itibar edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ehli sünnet kaidesine uymuyorsa kesinlikle ehli sünnet kaidesinden taviz verilmemesi gerekmektedir ve ehli sünnet kaidesine uymayan kişilerin ve neşriyatlarının yanlış bilgileri insanlara öğretilmemelidir. Buradan çıkan sonuca göre ilahiyatçı ünvanına sahip olanlara ve ilahiyatçıyım diyenlere çok büyük görevler düşmektedir. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın derseniz,çok büyük hata etmiş olursunuz. Sonuçta, İnsanlara doğruyu nasihat etmek sizin vazifenizdir. 1 Sizi rahatsız eden nedir? 2laf dediğiniz, iSLAM DiNi'dir. Kur'anı Kerim'in Ayetleri ve Hz. Muhammed hadis?i şerifleri kalpten Müslüman olduğunu söyliyen herkesi bağlayıcıdır. Hz. İsa şöyle beyanı vardır "Ben Allah'ın izniyle,pek çok hastaları tedavi edip onlara şifa verdim ve ölüleri ahmak adamı ıslah ve tedavi edemedim." hadis?i şeriflerinde şu şekilde haber vermektedir İbnu Amr İbni'l- Âs ra anlatıyor Resulullah sav buyurdular ki ? Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir Emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husumet edince haddi aşar.?Buhari, İman 24 Kur'anı Kerim'in Nisa Suresinin 138. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Münafıklara da haber ver ki, kendileri için çok acı bir azab vardır." Kur'anı Kerim'in Nisa Suresinin 145. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Şüphe yok ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Ve elbette onlar için yardımcı da bulamazsın." Kur'anı Kerim'in Bakara Suresinin 14. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Onlar imân edenlere rastgelince, Biz imân ettik,» derler. Kendi şeytanları ile yalnız kalınca da, Biz sizinle beraberiz, biz ancak o imân edenler ile istihzâda bulunan kimseleriz,» derler." Kur'anı Kerim'in Bakara Suresinin 9. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Allah?ı ve îmân edenleri aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki sâdece kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar." Kur'anı Kerim'in Bakara Suresinin 11. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Onlara 'Yeryüzünde fesad çıkarmayın!' denildiği zaman ise 'Biz ancak ıslâh edici kimseleriz' derler." Kur'anı Kerim'in Bakara Suresinin 206. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Ona Allah'tan kork!» denildiği zaman da gururu kendisini daha çok günaha iter. Cehennem de onun hakkından gelir. O, gerçekten ne kötü yataktır." Kur'anı Kerim'in Nisa Suresinin 82. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Onlar hâlâ Kur'ân'ı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı." Kur'anı Kerim'in Nisa Suresinin 14. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Her kim de Allah'a ve peygamberine isyan edip onun sınırlarını aşarsa Allah onu, içinde sonsuza dek kalmak üzere bir ateşe sokar ve ona alçaltıcı bir azap vardır." 3Cebrail ile indirilen Vahye iman etmeyenler,Azrail ile gelen ölüme teslim olucaklardır." 4Kur'anı Kerim'in Ali İmran Suresinin 19. Ayetinde mealen şöyle beyan edilmektedir "Muhakkak ki Allah katında yegâne din, İslâm?dır! Kendilerine kitab verilenleryahudi ve hristiyanlar, ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hasedden dolayı ihtilâfa düştüler. Artık kim Allah?ın âyetlerini inkâr ederse, artık şübhesiz ki Allah, hesâbı pek çabuk görendir." 21 Temmuz 2017 1204 Edip Kehribar Yasaklı Aziz TÜRK ulusu olarak, Arap karanlığından ATATÜRK sayesinde çıkarak, aydınlıklara erişmiştik. Atatürk; hem işgalci Haçlıları ve hem de vayanımızı satan işbirlikçi saltanat ve hilafetçileri yenerek bizi kurtarmıştır. O bir dahi idi. Toplam 220 mesaj
türkiyede medrese eğitimi veren yerler