uc7b. Alaturka Yatçılık » Gidilecek Yerler » İstanbul » Sultan Ahmet Cami Sultan Ahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami Blue Mosque" olarak 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmıştır. Aslında Sultan Ahmet Camii külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir. Bu cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır. Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkat çeken en önemli yanı, aşkın İznik çinisiyle bezenmesidir. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır. Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metredir. Caminin içi 200'den fazla renkli cam ile aydınlatılmıştır. Yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur ve Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk birlikte, Süleymaniye, daha sonra Şehzade Mehmet Camii, Beyazıt Camii gibi Türk yönetiminin farklı dönemlerini belirten diğer camileri ziyaret etmeyi kaçırmayın.
Sultan Ahmet Camii, Türkiye’nin ve belki de Dünya’nın en özel camilerinden birisi. İhtişamı, tarihi, sahip olduğu ince detayları ile İstanbul’da kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında belki de ilk sıralarda. Ancak Sultanahmet Camisi’ne gitmeden önce bilmeniz gereken bazı şeyler BaşlıklarıSultan Ahmet Camii Tarihi ve Hakkında BilgiSultan Ahmet Camii Bilinmeyen ÖzellikleriSultan Ahmet Camii Nerede?Nasıl Gidilir?Haritası ve Konumuİstanbul’da yer alan görmeniz gereken camilerden olan Süleymaniye Camii ve Fatih Camii yazılarımızı da görülmesi gereken en önemli camilerinin yer aldığı İstanbul’da gezilecek yerler listemize de göz Ahmet Camii Tarihi ve Hakkında BilgiCami AvlusuMahfilNeredeyse çocuk yaşta tahta geçen ve oldukça genç yaşta ölen Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından yaptırılan Sultanahmet Camisi’nin yapımına 1609’da başlanır ve 7 yıl süren yoğun çalışmaların ardından 1616’da tamamlanabilir. Mimar Sinan’dan sonra böyle bir eseri çıkarabileceğine inanılan tek kişi vardır, o da yine Mimar Sinan’ın öğrencilerinden birisi olan Mimar Sedefkâr Mehmet Ağadır ve caminin mimarlığını da o külliyesiyle birlikte düşünüldüğü takdirde Türkiye’nin en büyük kompleks yapılarından birisidir. Ancak maalesef külliye günümüze kadar tam olarak ulaşamamıştır. 1934 yılında Ayasofya’nın cami vasfını yitirip müze haline getirilmesi ile birlikte İstanbul’un ve hatta Türkiye’nin de ana camisi olma özelliğini kazanmıştır. Bugün hem ibadet etmek için, hem de gezip görmek için gün içerisinde camiye gelen on binlerce insana ev sahipliği yapan caminin, az bilinen bazı ilginç özellikleri de Ahmet Camii Bilinmeyen ÖzellikleriCami’nin temeli atılırken padişah bizzat kaftanına toprak doldurarak temele taşımıştır. Aynı şekilde dönemin önemli din ve devlet adamları da temel atma törenine katılmış ve dualar Camisi yapısı itibarı ile en aydınlık mabetlerden birisidir. İçerisindeki İznik çinileri nedeniyle de Avrupalılar tarafından Mavi Cami Blue Mosque olarak minareli tek selatin 6 minareli olacak olması, Kabe’nin de 6 minareye sahip oluşu nedeniyle tepkiye neden olmuştur. Padişah tepkilere kendisi de bir miktar hak vermiş olacak ki, sorunu çözmek için Kabe’ye 7. minareyi yaptırdıktan sonra caminin minarelerini göre minareler altından yaptırılmak istenmiştir. Ancak bütçe yetmediği için Sedefkar Mehmet Ağa bu emri güya yanlış anlar ve altın’ yerine ”altı” minare tam 260 pencere ile aydınlatılır. Kubbe yüksekliği 43 metre olan camide kubbe çapı ise tam 23,5 girişinde demir bir kordon yer alır. Padişah camiye geldiğinde atı üzerinde eğilerek camiye girmek zorunda kalır. Böylece Allah’ın evine giren padişah da olsa eğilerek girmeli mesajı verilmek yapımında I. Ahmed’in ilk temel atılırken kullandığı kazma Topkapı Sarayı’nda yapıldığında adı Yeni Cami’dir. Eminönü’nde yapılan Yeni Cami’nin ardından Sultanahmet adını İçiİstanbul ilinde yer alan cami, bulunduğu semt olan Sultanahmet’e de adını vermiştir. Camiye ulaşım İstanbul’un hemen hemen her yerinden bir çok farklı alternatifle Gidilir?Camiye ulaşmak için en kolay yol, Tarihi Yarımada’dan da geçen Bağcılar- Kabataş Tramvay Hattı’nı kullanarak gelmektir;Bunun için Anadolu’dan gelecek olanlar Kabataş’a ya da Eminönü’ne deniz yolu ile gelip buradan tramvaya Havalimanı yönünden gelecek olanlar metroyu kullanarak Yusufpaşa Durağı’nda inerlerse, buradan tramvay hattına rahatlıkla geçiş aracı ile gelmek isteyenlerse Tarihi Yarımada içinde sorun yaşayabilecekleri için araçlarını Eminönü’nde bırakıp, buradan yürüyerek ya da tramvaya binerek Sultanahmet Camisi’ne ve KonumuSizlerde Sultan Ahmet Camii ziyaretlerinizi, bilgilerinizi ve tecrübelerinizi yazımıza yorum yaparak bizlerle paylaşımda bulunabilirsiniz.
Cami; mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Camii Blue Mosque" olarak adlandırılıyor. Ayasofya'nın 1935 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmışan Sultan Ahmet Camii, aynı zamanda külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük eserlerden biri. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşuyor. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamasa da, eser tüm ihtişamıyla görenleri hayran bırakıyor...Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate şayan en önemli yanı, aşkın İznik çinisiyle bezenmesi. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımış. Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre boyutlarında. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metre olan Caminin içi 200'den fazla renkli cam ile aydınlatılmış. Yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılan Sultan Ahmet Camii, Türkiye'nin altı minareli ilk camisidir. Minarelerin sayısı ortaya çıkınca sultan küstahlıkla suçlanmış. Çünkü o zamanlarda, Mekke'deki Kâbe'de de 6 minare bulunmaktaymış. Sultan bu problemi, Mekke'de olan Mescidi Haram camiye yedinci minareyi yaptırarak çözmüş. 4 minare caminin köşelerine konuşlandırılmış. Kalem şeklindeki bu minarelerin her birinin 3 şerefesi bulunuyor. Ön avludaki diğer iki minare ise ikişer şerefeli..Her katında alçak düzeyde olmak üzere, caminin içi İznik'te 50 farklı lale deseninden üretilmiş 20 binden fazla çini ile bezenmiş. Alt seviyelerdeki çiniler geleneksel iken, galerideki çinilerin desenleri çiçekler, meyveler ve servilerle gösterişli ve ihtişamlı. 20 binden fazla çini İznik'te çini ustası Kasap Hacı ve Kapadokyalı Barış Efendi'nin yönetiminde içindeki en önemli unsur ince işçilikle oyulmuş ve yontulmuş mermerden yapılma mihrap. Bitişik duvarlar seramik çinilerle kaplanmış. Fakat çevresindeki çok sayıda pencere olması, onu daha az ihtişamlı gösteriyor. Mihrabın sağında zengin dekore edilmiş minber bulunuyor. Caminin diğer bir özelliği de, en kalabalık halinde dahi olsa herkesin imamı duyabileceği şekilde tasarlanmış olması.
İstanbul’un tarihi semtine adını veren, her daim kalabalık olan Sultanahmet Cami yabancı “İstanbul’da görmesi gereken yerler” listlerinde en üst sıralarda yer alıyor. Bana sorarsanız, Rüstem Paşa ve Ortaköy Camileri başta olmak üzere İstanbul’da daha estetetik camiler var ama elbette Sultanahmet Cami’ni tarihteki ve şehir silüetindeki yeri ile bambaşka bir ağırlığa sahip. Zaten camiyi yaptıran Sultan I. Ahmet de tam olarak bunu yapmak istemiş İstanbul’un her yerinden görünecek, heybetli bir cami ile İstanbul’a imzasını atmak. Böylece Osmanlı’nın tek 6 minareli camisi yapılır. 20 bini aşkın İznik çinisi ile yerden göğe bezenir. Yabancıların bu camiye “Blue Mosque” demesinin sebebi de bu çinilerdir. Cami ilk yapıldığında hem yurt içinde, hem de dışında oldukça tepkiyle karşılanmış. Halk devlet kasasının gereksiz harcamalarla boşaltılmasına, müslüman dünyası da Kabe’deki 6 minareli dünyanın tek camisi ile yaşırmasına bozulmuş. O kadar ki Sultan Kabe’deki camiye 7. minare yaptırmak zorunda kalmış. Az sonra her şeyi anlatacağız. Bu yazımızda Sultanahmet Cami’ne gitmeden önce kılık kıyafetten tarihine bilmeniz gereken tüm konulara yer verdik. Ayrıca bildiğiniz gibi Sultanahmet Bizans ve Osmanlı’nın yani iki önemli imparatorluğun en önemli yapılarının bulunduğu yer. Tarihi yarımadaya geldiğinizde göre mutlaka buralara da uğramayı düşünmüşmelisiniz Topkapı Sarayı – Osmanlı İmparatorluğu’nun kalbinin attığı yer Yerebatan Sarnıcı – Burayı sakın atlamayın! Ayasofya – Dünyanın en etkileyici yapılarından Kapalı Çarşı – Ne alınır, nereden alınır, neleri görmek lazım ve tarihi hakkında bilgi Sultanahmet Cami’ni Ziyaret İçin Bilgiler Fotoğraf Kaynak Alex Azabache / Pexels Sultanahmet Cami’ni Gezmeye Ne Kadar Vakit Ayırmalı? Öncelikle şunu söylemek gerekir karda kışta gitmediyseniz kapıda uzunca bir kuyruk bulmayı bekleyebilirsiniz. Özellikle yaz aylarında 1 saat kadar sıra beklemek gerekebiliyor. Planlarınızı yaparkan aklınızda olsun. Camiyi görmek içinse içinde 10-20 dakika yeterli oluyor. Ama Sultanahmet Cami’ne Giriş Ücretli mi? Giriş ücretsiz. Sultanahmet Cami Ziyaret Saatleri Sultanahmet Cami ibadete sabah ezanı ile açılıyor, yatsı namazı bitimi ile kapanıyor. Yaz Yönemi 0830 – 1830 Kış dönemi 0830 – 1700 Cuma Günü Uyarısı Cuma günleri ise caminin ibadete ayrılan bölümü ziyarete kapatılıyor, açılıyor ve ziyaretçilerden anlayış göstermeleri rica ediliyor. Cuma günleri bu açılış saatine kadar cami temizleniyor, ibadete hazırlanıyor. Yaz Dönemi 1430 – 1830 Kış Dönemi 1430 – 1700 Sultanahmet Cami’ne Gelmeden Önce Bilinmesi Gerekenler Fotoğraf Kaynak Osman Köycü / Unsplash – Kılık-Kıyafet Bu dini yapı ibadete açık olduğundan manevi değerlere ve içeride namaz kılan kişilere saygı olarak kıyafetlere dikkat edilmesi isteniyor. Yani, hem caminin içinde hem de bahçesinde belirtilen kurallara uygun giyinmek gerekiyor. İçeri mini etek, şort, omzunuzu açıkta bırakan kolsuz üst ve başınız açık giriş yapamıyorsunuz. O nedenle de yaz günlerinde tedbirli gelmeniz gerekiyor. Fakat cami bu konuda turistler için bir sistem geliştirmiş. Girişteki kabinde, haşemaya benzer kumaştan tek parça bir elbise veriliyor. Ziyaret bitiminde aynı kabine kıyafetleri iade ediyorsunuz ama pek hijyenik durduklarını söyleyemem. – Sessizlik İbadet ve ziyaret yerleri ayrılmış fakat ibadet eden kişilerin gürültüden etkilenmesi istenmediğinden sessiz konuşmak özellikle belirtilen kurallardan. – Uzun Kuyruklar Daha önce belirttiğimiz gibi camiye giriş ücretsiz. Bu nedenle havaların ısındığı, turist ziraretlerinin yoğun olduğu dönemlerde burası oldukça kalabalık oluyor. Hatta girişte uzun kuyruklarla karşılaşmanız da mümkün. – Ramazan Ayları Özellikle Ramazan aylarında, belediyenin iftar çadırlarından birinin Sultanahmet meydanında kurulması nedeniyle, caminin bahçesinde oruç açmak için oturan bir kalabalık oluyor. Bu kalabalığı görünce ziyaretinizden vazgeçebilirsiniz, üstelik epey erken saatte geliyorlar. Bir de oluşan çöp yığını var ki, sormayın gitsin. – Alışveriş Caminin kendi yapısına ek olarak aynı külliye içinde Arasta Çarşısı’na uğrayabilirsiniz. Burası caminin doğusunda kalıyor. Özellikle uzaktan geldiyseniz ve hatıralık veya hediyelik bir şeyler satın almak istiyorsanız bu çarşı oldukça uygun. Türk el sanatlarından ürünler, çiniler, dokuma halılar gibi büyüklü küçüklü seçenekler var. Sultanahmet Cami’nin Tarihi Fotoğraf Kaynak Hans-Jürgen Weinhardt / Unsplash Sultan I. Ahmet İstanbul’un Her Yerinden Görünecek Bir Cami Yapılmasını Emreder 14 yaşında tahta çıkan, 19 yaşında ise kendi adına bir cami yapılmasını isteyen Sultan I. Ahmet, adına yapılacak bu caminin İstanbul’un her yerinden görünecek bir cami olmasını istemiş. Ayrıca, bu caminin mimarlık kadar sanat yönünün de ön planda olmasını istediğinden, hem mimar hem sedef ustası olan Mimar Sedefkar Mehmet Ağa ile anlaşmış. Mehmet Ağa yapacağı eserin Süleymaniye ve Ayasofya gibi iki önemli dev ile yarışacağınn farkındaymış. Bu tatlı rekabet ortaya her noktasında sanatın ve canlılığın göründüğü Sultanahmet Cami çıkmış. Savruk Bir Harcama Olduğunu Düşünen Halktan Camiye Tepki Külliyenin yapıldığı erken 17. yüzyılda Osmanlı’nın ekonomik gücünün iyice azalmış olduğu, toprak kayıplarının yaşandığı, Anadolu’da isyanların başladığı biliyoruz. Böyle sancılı bir dönemde böylesine büyük bir yapının devlete ne kadar pahalıya patlamış olduğunu hayal edebilirsiniz. Üstelik Sultanahnet Cami’nin, savaş ganimetlerinden değil, devletin hazinesindeki para ile yapılıyormuş. Bu da halkın tepkisine sebep olmuş. 1590-1617 yılları arasında külliye olarak inşa edilen yapının önce cami, arasta ve hünkar kasrı bölümleri törenle açılmış. Diğer yapıların inşatı 1920’ye kadar sürmüş. Bir rivayete göre, temel atma gününde sultanın kendisi de eteğine taşları doldurup işçilere yardım etmiş. I. Ahmet 1917’de 27 yaşında öldüğünde, türbesi yapılarak kendisi buraya defnedilmiş. 6 Minareli Olması Kabe’ye Küstahlık Olarak Görülür ve Sultan Kabe’e 7. Minareyi Yaptırmak Zorunda Kalır Bu açıdan 6 minaresi de görülebiliyor. Fotoğraf Kaynak Sultanahmet Cami’nin bir de sansasyonel bir yönü var. Tarih boyunca, Ayasofya Kudüs’teki Süleyman Mabedi’ni, Süleymaniye ise Ayasofya’yı aşmak istemiş. Bu rekabetin sonunda Sultanahmet Cami’nin, atalarına çok da saygısızlık yapmaması için yalnızca Ayasofya’yı aşmasına karar verilmiş ve cami, Osmanlı’da başka hiçbir örneği olmayacak şekilde 6 minareli yapılmış. Fakat bu 6 minare ona hem fazlaca görkem katmış hem de bazı çatışmalara neden olmuş. O dönem 6 minareye sahip olan Kabe’deki camiye saygısızlık olarak değerlendirilen bu durum, Sultan I. Ahmet’in Kabe’deki camiye 7. minareyi ekletmesi ile son bulmuş. Bir başka söylentiye göre, I. Ahmet caminin minarelerini altından yaptırmak istemiş. Fakat bu karar devletin bütçesini bir hayli aşacağından, Mimar Sedefkar Mehmet Ağa “altın” kelimesini “altı” anlamış gibi yapmış ve camiyi 6 minareli yapmış. Sultanahmet Cami’nin Mimari Özellikleri Fotoğraf Kaynak 1590-1617 yılları arasında bir külliye olarak tamamlanan yapı, cami, hünkar kasrı bugün Vakıflar Halı Müzesi olarak kullanılıyor., sibyan mektebi, medrese, arasta, darüşşifa, imarethane bugün Marmara Üniversitesi rektörlük binası olarak kullanılıyor, konuk evi ve türbelerden oluşuyor. Elbette külliyenin en göz alıcı ve önemli parçası camisi. Çevresi pencereli ve sekiz kapılı bir duvarla çevrili olan caminin önünde ve yanlarında geniş avlular bulunuyor. Batı cephesinde kalan avlu girişlerinin üstünde demir bir zincir asılı duruyor. Zamanında sadece padişah at sırtında caminin avlusuna girebilirmiş. O da zincir nedeniyle başını eğerek geçmek durumunda kalırmış. Camiye padişahın bile saygı duyması gerektiğini, içeri girerken kendine çeki düzen vermesi gerektiğini belirten bu sistem dikkate değer. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, caminin ikisi ön cephede, dörtü ise dört köşede olmak üzere 6 minaresi bulunuyor. Minarelerin dört tanesi üç, ikisi de iki şerefeli. Bunun bu şekilde yapılmasının nedeni de 16. padişah olduğunu simgelemesi. Sultanahmet Cami’nin İç Mimarisi Fotoğraf Kaynak Caminin iç kısmı ise, 26 sütun, 30 kubbeden oluşan, şadırvanlı, kare ve mermer bir iç avludan ve çapı 24 metre, yüksekliği 43 metreden oluşan ana kubbeli bir kare plandan oluşuyor. Ana kubbeyi, çapı beşer metre olan dört fil ayağı taşıyor. Ana kubbedeki ve yarım kubbelerdeki toplam 5 sıra dizilmiş 260 kadar pencere, mekana hiçbir camide olmayan bir aydınlık sağlıyor. Böyle görkemli yapılarda loşluğa, usul usul giren hafif ışığa alışmış olacağız ki burası oldukça canlı ve rengarenk geliyor. Bir zamanlar kandillerin, şimdilerde ise ampullerlerin bulunduğu yere yakın asılmış devasa avizeler de mekana ayrı bir hava katıyor. Caminin içine girebileceğiniz üç kapı var fakat esas giriş Hipodrom tarafındaki kapıdan. Hipodrom kapısından girdiğinizde hemen karşınıza mermer mihrap ve onun yanındaki minber çıkacak. Bu kısımda Mimar Sinan’ın öğrencisi olan Mehmet Ağa’nın mimarlığını ressamlığıyla nasıl güzel birleştirdiğini görebilirsiniz. Minberin üzerinde oymaları yakından incelemeyi ihmal etmeyin. Diğer tarafta görünen balkonu andıran bölmeler ise sultanların locaları. Mavi Cami Blue Mosque Fotoğraf Kaynak Plato Terentev / Pexels Camiye hangi kapısından girerseniz girin sizi çinili, süslü, renkli bir manzara karşılıyor. Burası adeta bir çini galerisi gibi çünkü içeride aşkın İznik çinisi var. Tüm duvarlarda, mavi, yeşil, firuze, kırmızı renkli, ağırlıklı olarak bitki motifleriyle yapılmış çini panolar bulunuyor. Yukarıda bahsettiğimiz pencerelerden yayılan ışıkla bu çinilerin renkleri daha da ortaya çıkıyor. Turistler arasında Sultanahmet Cami için “Blue Mosque” yani “Mavi Cami” denildiğini duymuşsunuzdur. Çünkü Batı dünyası, Sultanahmet Cami’ni bu şekilde adlandırıyor. Bunun nedeni de işte bu bahsettiğimiz çinilerin yarattığı mavi tonlarındaki iç mekan görünümü. Türbeler Sultanahmet Cami’nin türbesinde toplam 36 sanduka bulunuyor. İçeride, başta caminin yaptırılmasını sağlayan I. Ahmet’inki olmak üzere, eşi Kösem Sultan, oğulları II. Osman Genç Osman, IV. Murat ile onun çocuklarının mezarları bulunuyor. Türbenin arkasında ise Ayasofya’da da bulunan muvakkithane yani namaz saatlerinin ölçüldüğü yer bulunuyor. Sultanahmet’te Gezerken Acıkırsanız Fotoğraf Kaynak Mustafa Türkeri Sultanahmet Köftecisi Artık nereye baksak aynı isimle açılan köfteciler zinciri görüyoruz. Fakat asıl Sultanahmet Köftecisi’nin yeri tabii ki Sultanahmet’te. Buraya kadar gelmişken bu kadar taklit edilen köfteyi bir deneyin, adet yerini bulsun. Tabii Sultanahmet’in kendisi gibi köftecisi de kalabalık ama günün başında zaten sıra beklemeye alışıyorsunuz. Bir porsiyon köfte, yanına piyaz ve ayran üçlemesinden şaşmayın. Adres Alemdar, Divan Yolu Cd. No12, 34110 Fatih Tel 0212 513 64 68 Websitesi ve konum için tıklayabilirsiniz. Sultan Köşesi Eğer “günü sağlıklı kapatayım” diyorsanız, Sultan Köşesi ev yemekleri ile ünlü, tarihsel doku içinde kalan bir mekan var. Sultanahmet’e gelmişken günün ruhuna yakışır yiyecekler istiyorsanız da köfte, kebap, pide gibi seçenekler de mevcut. Adres Sultan Ahmet, Küçük Ayasofya Cd. No6, 34122 Fatih Tel 0212 516 66 06 Websitesi ve konum için tıklayabilirsiniz. Rami Restaurant Eğer Sultanahmet gezinizin sonlanması akşamı bulduysa, Rami Restaurant’ı tercih edebilirsiniz. Bu restoran, sanatçı Rami Uluer’in eviymiş daha sonra kağıt kebabı, saray güveci gibi Osmanlı yemeklerini tadabileceğiniz bir restorana dönüştürülmüş. Terasından nefis bir ışıklandırılmış Sultanahmet Camisi manzarası da var. Adres Sultanahmet, Utangaç Sk. No6, 3412 Tel 0212 517 65 93 Websitesi ve konum için tıklayabilirsiniz. Sultanahmet Cami’ne Nasıl Gidilir? Sultanahmet Cami, Tarihi Yarımada’da, Fatih ilçesi sınırları içinde kalıyor. Sultanahmet Cami’ne en kolay ulaşım Bağcılar-Kabataş tramvay hattı ile sağlanıyor çünkü durak hemen caminin önündeki yolda kalıyor. Karşıdan gelenler için de Kadıköy ya da Üsküdar’dan kalkan Eminönü vapurları veya Marmaray alternatifi var. Vapurdan indiğinizde, Eminönü’nde bulunan tramvay durağından Bağcılar-Kabataş hattına geçiş yapabilirsiniz. Marmaray’dan Sirkeci durağında indiğinizde de yukarıdaki tarifle aynı şekilde tramvay hattını kullanabilir ya da Sirkeci’den Gülhane’yi takip eden yol üzerinden kısa bir yürüyüş ile Sultanahmet Meydanı’na laşabilirsiniz. Kendi aracınızla gidecekseniz Sultanahmet Cami’nin çevresindeki sokakların trafiğe kapalı olduğunu belirtmemiz gerekir. Topkapı Sarayı’na yakın konumda bulunan otoparkı, Four Seasons Oteli’nin paralelindeki otoparkı ya da çevre liselerin etrafındaki otoparkları tercih edebilirsiniz.
sultan ahmet camii gezi yazısı